Küresel şer güçlerin emperyal emellerinden dolayı dünyanın her tarafı istikrarsızlık yurdu haline gelmiştir.  Özellikle Ortadoğu olarak nitelendirilen İslam coğrafyası, direkt ve dolaylı müdahaleler ile istikrarsızlığın devamlı hüküm sürdüğü bir yer olmuştur. Güç dengeleri, ekonomik dengeler, bakir alanların keşfi, enerji koridorlarının değişimi gibi unsurlar ile güç merkezlerinin çekişmesinin odak noktaları değişmektedir.

Şimdilerde Ortadoğu’dan sonra, Güney Asya ve Afrika’nın küresel çekişmelerin merkezi haline gelmesi beklenmektedir.

Bu yazımızda özellikle Afrika üzerinde duracağız. Afrika kıtası sözde bağımsız ülkelerden oluşmaktadır. Aslında ise bu ülkeler, küresel ağırlığı olan ülkelerin sömürü ağı ve hinterlandıdır.

Özellikle Fransa’nın burada ciddi bir ağırlığı vardır. Fransa’nın her yıl bu ülkelerden aldığı sömürge vergisi bir yana, bu ülkelerin bütün kurumlarına sızarak kontrolü ellerinde tutmaya çalışmaktadır. Bu ülkelerden bazılarına koyduğu ağır gümrük tarifeleri ile başka ülkelerin mallarının giriş ve satışını zorlaştırırken, kendi malları için ise uygun piyasa ve pazar koşullarını oluşturmaktadır. Böylelikle zor koşullar altında kazanılan para, yine Fransa malları vasıtasıyla bu ülkenin ekonomisine akmaktadır.

Bu koşullara itiraz eden siyasiler ve bürokratlar ise askeri darbeler ile tasfiye edilmektedir.

Fransa’nın ağırlığının yanı sıra, son yılarda Çin’in, Afrika kıtasına yoğun bir ilgisi başlamıştır. Çin, neredeyse bütün Afrika ülkelerinde sömürü ağını tesis etmektedir. Çin’in bu ilgisi yetmiyormuş gibi yakın zamanda bu ülkelere ABD’nin ilgisi artmıştır. Özellikle Amerika, sömürü yarışından geri kalmamak için zaten var olan sömürü ağını gittikçe daha fazla tahkim etmektedir. Bunun anlamı; zaten hiçbir zaman iki yakası bir araya gelmemiş olan Afrika’nın mazlum halkının yeni bir çatışma ve gerilimin mağduru olacağıdır.

Özellikle son zamanlarda bu anlamda en fazla dikkat çeken ülkelerden birisi de Nijerya’dır. Nijerya’da Müslümanlar ile Hıristiyanlar bir arada bulunmaktadır. Siyaseten ve sosyal anlamda son derece kırılgan bir yapısı vardır. Zaman zaman düzenlenen ve kaza süsü verilen suikastlar, bu gerilim ve çatışmaların adeta habercisi gibidir. Bundan sonraki aşamalarda bu ülkede meydana gelecek darbeler, bizi şaşırtmayacaktır. Petrol zengini olan bu ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının talan edilmesi konusunda büyük bir gerilim giderek tırmanmaktadır. Yakın zamanda Afrika’daki bu gerilimin artması beklenmektedir.

“Dünya beşten büyüktür” ilkesi, dünya siyasetinde hakim olmadığı müddetçe yerküre üzerinde gerilim ve çatışmalar hiç bitmeyecektir. Mazlum halkların kaynaklarının talan edilmesi konusunda şer güçler, sömürü faaliyetlerini icra ederken, arada bu kaynakların asıl sahibi olup da bu kaynaklardan istifade edemeyen insanlar arada ezilecektir. Bu kaynaklar sömürülürken, bu güne kadar sahiplerine herhangi bir şey sorulmadığı gibi bundan sonra da sorulmayacaktır.

Bu çemberin kırılması için büyük bedeller kapıda olsa da mutlaka bu sömürü ve emperyal ağının kırılması gerekir. Dünyanın sömürgeci çeteden, beşli haydutlardan kurtulması için bedel ödeyerek özgür bir ittifak oluşturma sürecine girmeleri elzemdir. Nesiller boyu devam eden bu köleliğin son bulması için bir özgürlük meşalesi gerekiyor.

Afrika’daçekilen bir fotoğraf beni çok etkilemişti ve o fotoğrafa uzun uzun bakmıştım.

Petrol zengini olan bir ülkenin petrolü devasa borularla taşınmakta ve bu borulardan birisi üzerinde yalın ayaklı ve üstü başı perişan bir çocuk oyun oynuyordu. Kendisi perişan olan çocuğun ayakları altında ona ait olan ama istifade edemediği bir servet akıyordu.

İşte bu anlamlı fotoğraf, dünyadaki kölelik düzeninin fotoğrafıdır. Bu fotoğrafı değiştirecek olan, yine bu mazlum insanların azim ve iradesidir.