ABD, elindeki teknolojik imkânları kullanarak bütün dünyada terör estirmeye devam ediyor. “Üsame Bin Laden`siz bir dünya daha güvenli” sloganı ile insanlık üzerinde bir hipnoz bulutu oluşturulmaya çalışılıyor. Aslında bu sloganı şöyle değiştirmek hakikate daha münasip düşer: “Amerikasız, israilsiz, onların işbirlikçi sefil köleleri ile Amerika`nın terör ve vahşetine niçin alkış tuttuğunu bilmeyen veya bilerek alkış tutan ve “Ben Müslümanım” diyen sefihlerin olmadığı bir dünya ne güzel!”
Bütün dünyanın gözü önünde bir insanlık suçu işlenmekte ve kahir ekseriyeti de buna alkış tutmaktadır. Öncelikle sözde üniter bir devletin topraklarında geniş çaplı bir terör eylemi düzenleniyor ve bu ülkenin haberi olmuyor. Sözde cari olan uluslararası hukuka göre bu korsanlığı kimse yapamaz. Böylesi bir eylem, yaptırım ve savaş sebebidir. Üniter bir devletin hukukuna ve bağımsızlığına yönelik icra edilmiş apaçık bir saldırıdır. Eğer başka bir ülke aynı suçu işlerse yaptırımı ne olur ve nasıl bir tepki ile karşılaşır?
Şimdi şu soruyu soralım: Diğer milletlerin zenginlik kaynaklarına göz diken ve onların sahip oldukları maddi ve manevi varlıkları talan eden ve insanları zalimce katleden ABD mi teröristtir, yoksa ABD ve Batı terörüne karşı onurluca bir duruş ile başkaldırıyı tercih edip onur ve özgürlük mücadelesi veren insanlar mı teröristtir? Katil ABD mi, yoksa onun zulüm ve işgallerine tüm ümmet ve insanlık adına başkaldıran özgürlük savaşçıları mı teröristtir?
Katil ABD, Şeyh Üsame Bin Laden`i şehid ettikten sonra hiçbir insanlık değerine saygı göstermeden, cesedini İslami usüllere göre gömdüklerini söyleyerek hem insanlıkla, hem de Müslümanlarla dalga geçmektedir.
İnsan hakları havarilerinden tık yok. Kimse bu barbarlığı ve vandallığı dile bile getirmiyor.
Oysaki herkes biliyor ki, ölen insana biçilen değer ne olursa olsun evrensel normlara göre kimsenin cesedi tahrip edilemez, kaybedilemez. Ceset, sahiplerine mutlaka teslim edilir.
Söz konusu ABD olunca, her şey tersine dönebiliyor. Ak, kara; kara, ak olabiliyor. Demek insanların değerlerini yontan ve biçimlendiren dil; zorbalık ve eşkiyalık dilidir maalesef.
Bu olay üzerine ABD`nin ve sair haçlıların sevinmesini anladık da, “Müslümanım “ deyip bu olaya ABD ile beraber alkış tutan ve İslami bir kisve ile anılanlara ne demeli?
Bir Müslüman, haçlılarla beraber aynı olaya niçin alkış tutar? Acaba bu insanlar bir lahza köşeye çekilip bu minvaldeki söz ve eylemlerinden dolayı nefis muhasebesi yapıyorlar mı? Bu eylemlerini, dünya görüşlerinin neresine oturtabiliyorlar?
Müslüman halkın oyları ve desteği ile iktidara gelip haçlıları alkışlamak da neyin nesi oluyor? Kimi temsil ediyorsunuz? Sizleri o makamlara taşıyan insanların sizin gibi düşünmediğini de gayet iyi biliyorsunuz. Ve Müslüman halkın haçlılara alkış tutmanız için o makamlara sizi taşımadığını da. Yoksa basamaklara tırmanmak için insanların düşünsel ve aksiyonel birikimlerini sermaye yapma felsefesini mi taşıyorsunuz? Bu beyan ve üslup sahipleri şu halleri ile nasıl göründüklerine baksınlar. Kur`an ve Sünnet aynasına bakmakla şu anki hallerini pekala görebilirler.
Küresel zülme, küfre ve emperyalizme karşı mücadele ile ilmek ilmek dokunan bir hayat, küresel direniş sathında ebedileşti. Amerika; insanları katletmekle, cinayet ve terörle hiçbir zaman huzur bulamaz. Amerikanın zulmü bitmedikçe, zulme karşı direnen insanlar da bitmeyecektir. Küfür ve zulüm var oldukça, direniş kültürü de keyfiyeti artan bir çizgide seyrine devam edecektir.
Amerika, mahrum milletlerin acılarını politik işret sofralarının mezesi yaptıkça, acı ve gözyaşının tutuşturduğu direniş ateşi, zalimlerin ayakları altındaki toprağı tutuşturmaya devam edecektir. Amerika halkı da bu politik eğilimlere prim verdikçe, mazlumların acı ve ızdırabını geçerli akçe olarak görüp yöneticilerini terör ve vahşet konusunda motive ettikçe, bu tercihin bir bumeranga dönüşmesi kaçınılmazdır. Dünya barışının tek yolu, ABD ve israilin başını çektiği haçlıların terörizmden, talandan ve zulümlerinden vazgeçmeleridir.
Bir Amerikalının sefası için yüzlerce mahrum ve yalın ayaklı onuru talan edilmiş bir şekilde aç kaldıkça, kendilerini efendi olarak görenler ve onların azat kabul etmez köleleri huzur bulamayacaktır.