Kurban bayramına yaklaştığımız bu günlerde, İslam Âlemi`nin birçok yerinde kan ve gözyaşı akmaya devam ediyor. Suriye`deki çatışmalar bütün hızı ile devam ediyor. Somali`deki Müslüman direnişçilere karşı yedi düvel bir araya geldi ve çatışmalar halen devam ediyor. Amerika, yeni bir işgal için zemin ve nabız yoklamak için Yemen`e birlik gönderdi. Arakan`da halen Müslümanlar soykırıma uğruyor. Kafkaslar`da işgal ve direniş devam ediyor. Mali`de büyük bir işgalin hazırlıkları yapılıyor ve kamuoyu bu işgale hazırlanıyor. Ve liste bu şekilde uzayıp gidiyor.
Haçlı ittifakı, İslam dünyasının dört bir yanında estirdikleri terör ve vahşet dalgasını, bu sefer, Mali`ye taşıma niyetinde. Fransa`nın öncülüğünü yapmak istediği meşum ittifakın bahanesi bildiğiniz gibi: radikal İslam tehlikesi ve Mali`nin bozulan istikrar ve düzenini tesis etmeye yardımcı olma…
Mali`de sağlanma yoluna giren huzur, istikrar ve toplumsal barış; Batılıların çıkarlarını tehdit ettiğinden, Batı hemen harekete geçti. İslam`la savaşı temel şiar olarak kabul eden Batı, İslami yapıların toplumsal hayata güçlü bir şekilde nüfuz etmesi üzerine, Mali`deki oluşmaya başlayan bu toplumsal dokuyu ve sosyal değişim sürecini akamete uğratmak istiyor.
Geçtiğimiz haftalarda, bölgede İslam daveti yapan onlarca silahsız Alim, Batı yanlısı Mali ordusu tarafından bir baskın sonucu vahşice öldürülmüştü. El Kaide, yaptığı açıklamada din adamlarının intikamını Batı yanlısı hükümetten alacağını ve bütün Mali, İslami yasalara göre yönetilene kadar cihada devam edeceğini bildirmişti.
Bu olay, süreci daha da hızlandırdı. Batı yanlısı hükümet, efendilerinden senaryo gereği yardım istedi. Aynı senaryo gereği Batı bu çağrıya karışlık verdi ve BM, bu işgalin kurumsal çatısı oldu.
Fransa, Maliyi geleneksel sömürü alanı olarak görmekte ve buradaki kıymetli madenleri talan ederken de pek de bir engel ile karşılaşmamaktaydı. Zenginliklerini, Doğuluların sefaleti üzerine; huzurlarını, diğer toplumların felaketi üzerine tesis eden Batı, oluşan yeni dengelerden oldukça rahatsız. Özellikle Avrupa`da ekonominin darboğaza girdiği bir süreçte, sömürü hortumlarının tehdit altına girmesine Batını hiç tahammülü yok.
El Kaide, Mali`nin üçte ikisini ele geçirdi. Ve her geçen gün hakimiyetini daha da pekiştiriyor. Çaresiz kalan kukla yönetim, efendilerinden yardım istedi. Fransa`nın yanı sıra, sömürgecilere hizmet felsefesi üzerine kurulan Afrika birliği de buraya müdahale etmek için hazırlıklarını yapıyor. Tıpkı Somali`de olduğu gibi… Sömürgeciler bir yandan maksatlarına ulaşmaya çalışırken, diğer taraftan bedel ödememek için Afrika birliği askerlerini sahaya sürüyor.
Batılıların zulüm aracı olmaktan başka bir işe yaramayan ve zulmün kurumsallaşmış adı olan BM, Mali için de bu misyonunu ifa etti.
BM Güvenlik Konseyi, Mali`ye askerî operasyonun önünü açan bir karara imza attı. Güvenlik Konseyi`nin, ülkenin kuzey bölgesini, İslami gruptan kurtarma çerçevesinde üzerinde çalıştığı tasarı, karara bağlandı. Konu ile ilgili Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) yetkilendirildi.
Örgütten, Müslüman savaşçılar tarafından kontrol edilen bölgeye müdahale için 45 gün içinde detaylı bir plan istendi. Gözlemciler, bu tasarının olası bir askerî müdahalenin kapısını araladığını belirtiyor.
Fransa, El Kaide bağlantılı savaşçıların Mali`den atılması için uluslararası askerî müdahalede bulunulmasına ilişkin planı, BM Güvenlik Konseyi`ne sunmuştu. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Mali`deki savaşçıların Avrupa için de bir tehdit olduğunu dile getirmişti.
Batının, Fransa`nın aksine işgal konusunda fazla iştahlı olmamasının, daha fazla Afrika unsurlarını ön plana çıkarmasının altında bir takım endişeler yatmaktadır. Özellikle arazi şartlarının çetinliği, Batılılar için yeterince istihbari alt yapının mevcut olmaması ve olası bir işgalin, cihad ve direniş fikrini tüm bölgeye yayması ihtimali Batı`yı endişelendirmektedir. Bazı batılı uzmanlar, şimdiden yaşanabilecek ve etkileri tüm bölgeye yayılabilecek bir sürecin başlayacağı konusunda uyarılarda bulunuyor.
İşgal ortamlarında, bölge halklarının direniş hareketlerine daha fazla destek verdikleri ve bu hareketlerin işgal ortamlarında büyüdükleri gerçeği, Batılıları bir hayli ürkütüyor.
İslami direniş güçleri, Batı ve Batı`nın hayallerini kurduğu çil çil altınların arasına girmek üzere. Mali, Kongo`dan sonra Afrika`da en fazla altın maden ve rezervlerine sahiptir. İşte Batıyı işgale motive eden en önemli etken aslında budur.
El Kaide`nin; bölge ülkeleri Cezayir, Morityanya, Nijer ve Nijerya`da önemli oranda silah ve on binlere ulaşan savaşçıya sahip olduğu biliniyor. Bu devasa potansiyel, Batı için bir hezimet sinyali demek. Özellikle iklim ve coğrafyaya uyum sağlamış yerli savaşçılar ile farklı coğrafyalardan edinmiş oldukları cihadi tecrübelerini buraya taşıyacak olan savaşçılar, Haçlıları kara kara düşündürüyor.
Bu olayın İslam Alemi`ne bakan cihetine gelince, maalesef tüm bu işgal hazırlıklarına rağmen, ciddi bir tepki yok. Mali`ye gerçekleştirilecek bir operasyona karşı, ümmet olarak sesimizin daha gür çıkması gerekir. Aksi taktirde, akan Müslüman kanı, sırtımızda ağır ve ateşten bir yük olur. Altında kamburlaştığımız veballerimize bir yenisi eklenir.