Gazze Ablukası

On iki yıldan beridir devam eden Gazze ablukası konusunda, işgalcilerin yanı sıra birçok kesimin sorumluluğu bulunmaktadır. Bu hukuksuz uygulamaya ses çıkarmayan ve ellerindeki imkânı kullanmayan herkes sorumluluk altındadır. Özellikle, cuntacı Sisi rejiminin, en az siyonistler kadar sorumluluğu blunmaktadır. Hatta denebilir ki; Refah Sınır Kapısı`nı kapatmakla ve tünelleri çökertmekle ablukayı ölümcül hale getiren Sisi rejimi, terör çetesi israil`i de ablukayı devam ettirme konusunda teşvik etmektedir. Yine küçük siyasi hesaplar peşinde koşan ve Filistin davasını siyasi emellerine alet etmekten çekinmeyen Mahmut Abbas yönetimi de büyük bir sorumluluk altındadır. Bu güne kadar ablukanın kalkması hususunda hiçbir gayreti olmayan işbirlikçi Abbas yönetimi, HAMAS'ı devirme uğruna siyonistleri abluka konusunda teşvik etmektedir. Uluslararası hukuk açısından da bir insanlık suçu olan bu kuşatmanın insanlığın gündeminden düşmemesi ve işbirlikçilerin de tüm platformlarda teşhir edilmesi gerekir. Gazze ablukası kalkıncaya kadar bu konu gündemden düşürülmemelidir. Artık Filistinliler sadece şehit oldukları ve büyük katliamlara uğradıkları zaman değil, her zaman gündem olmalıdır. Filistinli mazlumlar temel hak ve özgürlüklerine kavuşuncaya kadar sürekli gündemde tutulmalıdırlar. Ölüleri üzerinden edebiyat yapıp da dirilerini unutmak, akbaba yaklaşımıdır. Filistinlilerin dirileri için çaba sarf etmeyenlerin, şehitleri üzerinden edebiyat yapmalarının bir kıymeti yoktur.

İnsalık suçu olan Gazze kuşatması konusunda terör çetesi israile baskı yapılmadığı ve somut adımlar atılmadığı müddetçe bu abluka daha da ağırlaşacaktır. Adeta dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olan Gazze'de şartlar her geçen gün daha da ağırlaştırılmaktadır. Nitekim, Netanyahu, hafta başında yaptığı konuşmada, Gazze'nin yönetimini elinde tutan HAMAS'a karşı yeni yaptırımlar getireceklerini açıklamıştı. Bu yaptırımlara, israil'den Gazze'ye ticari malların girişinin yapıldığı Kerm Ebu Salim Sınır Kapısı'nı kapatmakla başlayacaklarını dile getiren Netanyahu, ''HAMAS'a karşı derhal çok sıkı önlemleri yürürlüğe koyuyoruz. Önemli bir adım olarak bugün Kerm Ebu Salim Sınır Kapısı'nı kapatıyoruz. Buna ilave adımlar da atacağız." ifadelerini kullanmıştı.

Siyonintlerin yanı sıra Gazzelilerin acılarını siyasi hesaplarına meze yapan başkaları da var. Kendi siyasi ikballeri için bu kuşatmanın devam etmesinden ve Filistin halkının acı çekmesinden yanalar.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın, Nisan 2017'de HAMAS'a Gazze yönetimini uzlaşı hükümetine teslim etmeye zorlamak için "elektrik, sağlık hizmetleri ve maaş ödemeleri" gibi konularda birtakım yaptırımlar uygulamaya başladığını unutmadık.

İnsan hakları ihlalleri

Filistin Esirler Cemiyeti, Vicdan Esir Destek ve İnsan Hakları Kurumu, Esir İşleri Heyeti ile Mizan İnsan Hakları Merkezi tarafından yayımlanan ortak açıklamada, israil güçlerinin bu yılın başından 30 Haziran'a kadar işgal altındaki Batı Yaka ve Doğu Kudüs ile Gazze'de 651'i çocuk, 63'ü kadın ve 4'ü gazeteci olmak üzere 3 bin 533 Filistinliyi esir aldığı belirtildi. Açıklamada, işgalci israil güçlerinin sadece haziran ayında 449 Filistinliyi esir aldığı kaydedildi.

Terör çetesi israilin insan hakları ihlalleri saymakla bitmez. Sadece basına yansıyan suçları bile dehşet vericidir. Özellikle kadın ve çocuklara karşı işlenen insanlık suçları, israil'in yeryüzündeki en büyük terör çetesi olduğunu göstermektedir. Etkin ve imkanlarla donatılmış kurumlar marifeti ile israilin insan hakları ihlalleri rapor edilmeli ve kamuyounun gündemine oturtulmalıdır. Filistinlilere karşı işlenen suçlar, diğer yöntemlerin yanı sıra, evrensel insan hakları çerçevesinde gündemleştirilmeli ve tüm insanlığın hassasiyet göstermesi gereken temel bir konu olduğu tezi işlenmelidir.