İslam ülkelerine dönük, çelişkileri artırma ve krizleri derinleştirme stratejisi ile hareket eden küresel şer güçler, hiçbir kriz fırsatını kaçırmıyorlar. Var olan yaraları kaşıyarak büyük sorunlara yol açmaktadırlar. İslam ümmeti içerisinde yeni fay hatları döşeniyor ve var olan fay hatlarını da harekete geçirmektedirler. Yıkım ne kadar büyük ve sorunlar ne kadar çözülmez bir hal alırsa, İslam düşmanları hedeflerine o kadar yaklaşmaktadır. Birçok krizde tecrübe edildi ki, emperyalistler pusuda beklemektedir. İç sorunlarımıza müdahil olup buna uluslararası bir boyut kazandırmakta ve bu haliyle sorunun vardığı nokta, tüm taraflar için büyük bir hayal kırıklığı olmaktadır. Emperyalistler dışında, bu sorunun hiçbir kazananı olmamaktadır. Genel tablo budur. Suriye`nin sorununun geneline bakıldığı zaman,  bunu görmek mümkündür. Bunca tecrübeye rağmen, denen yöntemlerde ısrar etmek akıl karı değildir. Siyaset aklı ve makul akıl da bunu kabul etmez.

 

Gelelim Doğu Guta meselesine… Daha önce bu konuda yazdıklarımızdan farklı bir hususa değinmek istiyorum. Doğu Guta meselesinin insani boyutu olduğu gibi siyasi boyutlarına da dikkat etmek gerekir. Bu gün bölgesel aktörler bu meseleye insani saiklerle eğilmiyorlarsa bile siyasi saiklerle eğilmek durumundadırlar. Bu krizin daha da derinleşmesi ve kitlesel ölümlerin olması durumunda, hem bombardımanlar hem de açlıktan dolayı, soykırım düzeyinde bir felaket söz konusu olursa, bu meselenin boyutları değişebilir. Bu konuda pervasız olan Şam rejimi ve müttefikleri ve yine duyarsız olan bölgesel aktörler, bu insani krizi çözme iradesi ortaya koymazlarsa, bu işe başka eller karışabilir. Böylelikle sorun tamamen veya kısmen bölgesel aktörlerin kontrolünden çıkabilir. Bu itibarla başka eller karışmadan; bu vahşetin bir an evvel son bulması ve çözüme dönük adımların atılması gerekir. İnsani saiklerle harekete geçmeyenler, ufukta bekleyen bu siyasi tehlikeyi görerek harekete geçmelidirler. Yaşanan süreçlerden herkesin artık bir ders alması gerekir. Herkesin biraz fedakârlık yaparak ulaşabileceği çözüm, hepten kaybetmekten çok daha makuldür. İlke ve prensiplerimiz, bizi biz yapan değerler bunu gerektirdiği gibi, siyaset aklı da bunu gerektirmektedir. Suriye`nin kalbinde olan bir yere uluslararası bir müdahale büyük bir felaket olur. Böyle bir sonuca yol açan herkes, sonuçtan mesul olacaktır. Böyle bir müdahale, Suriye sorununda daha büyük bir felakete yol açabilir. Uluslararası anlamda insani kriz boyutu ile hazır meşru bir zemin oluşmuş iken, mazlumların acılarını suiistimal eden şer güçler fırsatı kaçırmayacaktır.

Suriye meselesinde başa dönmeyi çok arzu eden; ama başa dönemeyen bölgesel aktörler,  yarın Doğu Guta`da da başa dönmeyi düşünebilirler. Ama iş işten geçiş olur. Bölgesel ülkelerin zamanında çözemediği sorunların küresel şer güçlerin pençesinde düşmesi gibi, Doğu Guta`nın da ABD ve müttefiklerinin pençesine düşmesinden korkulmaktadır. Yarın çok geç olabilir.