Devlet Bahçeli’nin yaptığı malum açıklamadan sonra yeni bir sürecin başladığını biliyorsunuz. Hükümete yakın çevreler buna çözüm süreci denilmesinden, mevcut durumun bir süreç olarak nitelendirilmesinden rahatsızlar. Bu çözüm sürecinden farklı bir durum diyorlar. Bu bir çözüm süreci değildir, diyorlar. E o zaman ismi süreç çözümü olsun…

Süreçte biraz geriye gittiğimizde nereden nereye demekten kendimizi alamıyoruz: “Annem de Türk’tü, hizmete hazırım” diyen bir Abdullah Öcalan’dan kendisine umut bağlanan bir Öcalan portresiyle karşı karşıyayız süreç içerisinde…

O zamanlar yeni türediler ortaya çıkmıştı. Onlar Abdullah Öcalan’ın yakalandığında ortaya sergilediği performans(!) karşısında şok olmuşlardı. Biz PKK’lıyız, Apocu değiliz diyorlardı. Onu bir rezil olarak nitelendiriyorlardı. Bir lider böyle olmamalı diyorlardı. Tam da bir çözülmenin başladığı günlerdi. Şeytan aleyhi la’ne hemen Apocuların kulağına fısıldadı: “Başkana ilaç vermişler” dedi.  Duyduklarına inanamayan Apocular şok olarak şeytana “Allah razı olsun” dediler…

O gün bugündür: “Me serokatî fam nekirîye” sözüyle kendilerini kandırırlarken bizleri de kandırmaya çalışıyorlar. Abdullah Öcalan ilk yakalandığında daha doğrusu Türkiye’ye teslim edildiğinde uçakta söylediklerine tanık olan biri ağlayarak şöyle demişti: “Başkanım seni bu halde mi görecektim?”

Hasılı kelam; şimdiki süreçte devletin kontrolünde, kontrollü açıklamalar yapan Öcalan’ın performansından Kandil’in memnun olup olmadığını ya da ne kadar memnun olacaklarını göreceğiz.

Yine her zaman olduğu gibi süreci sulandırmaya başlayanlar, magazinleştirmeye çalışanlar oldu. 75 yaşındaki Abdullah Öcalan’ın evlenmek istediği meselesi gibi…

Abdullah Öcalan’a her türlü iftirayı yapabilirsiniz ama evlenmek istediği iftirasını atamazsınız. Şöyle ki; Abdullah Öcalan zihniyet olarak evliliğe karşı. Gerici bir kurum olarak nitelendiriyor aileyi. Ne diyordu bir açıklamasında; “Amacım sahibi olmayan kadın yaratmak. Hoşuma giden bu. Ölecekse tek başına ölsün. Bu bana daha ahlaklı geliyor” diyordu.

Mustafa Karasu: “Devletsiz, karısız, kocasız bir dünyayı düşünmenin zamanıdır” demişti.

Vakti zamanında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Sera Bucak da “Aile devletten sonra gelen en gerici kurumdur” açıklamasını yapmıştı.

Yine bu minvalde Batman’ın görevden alınan Belediye Başkanı Gülistan Sönük de: “Belediye binasına ilk girdiğimizde aileyi öven, evliliği teşvik eden broşürler gördüğümde şok olmuştum” demişti.

Kısacası; bu zihniyet, LGBT’ye yani lezbiyen, gey, translara dost, aileye evliliğe düşman bir zihniyet. Dolayısıyla Abdullah Öcalan’ın evlenmek istediği haberi asparagas bir haberdir.