Hz. İsa (a.s) zamanında üç kişi beraber yol alırken bir hazine bulurlar. Neredeyse bütün hazine bulma olaylarında işin bir ucu hıyanete varırdı. Bu da böyle olacaktı. Derken bizim yolcular acıkırlar. Birisinin yemek almaya gitmesi gerekiyordu. “Birimizin şehre gidip yiyecek bir şeyler alması lazım” dedi birisi. Küçükleri “Gönüllü olarak ben gitmek istiyorum” dedi.

Şehre doğru inerken şeytan ona bir selam verip ona şeytanca bir düşünce fısıldadı: “Onlara getireceğin yemeğin içine zehir koy. İkisi ölürse hazine tamamıyla sana kalır”

Sevdi bu düşünceyi. Düşündüğü gibi yaptı. Arkadaşlarının yemeğinin içine zehir koydu. Şeytanın işi bitmemişti. Tez elden gidip onu bekleyen iki arkadaşına da selam verip şeytanca bir düşünceyi onlara da fısıldadı: “Arkadaşınız geri döndüğünde onu öldürün, hazine payınız %33’ten %50’ye çıkar. Aranızda eşit olarak paylaşın.”

Parlak bir fikir olarak buldular. Arkadaşları gelir gelmez üzerine çullandılar ve onu öldürdüler. Büyük bir iştahla da arkadaşlarının getirdiği yemeği yiyip zehirlendiler. Onlar da öldüler. Hazinenin %100’u kurda kuşa kaldı. Buradan nereye gelmek istiyorum?

AK Parti’nin çok zayıf bir dönemde olduğu biliniyor. Yerel seçimlerin kazanılması Cumhurbaşkanlığı konusunda CHP’nin iştahını iyice kabartmış durumda. Cumhurbaşkanlığını alacaklarından eminler. Cumhur İttifakının adayı kim olacak konusu bir soru olarak siyaset kulislerinde dururken, CHP’de tartışmalar üç yıl öncesinden başladı. Ekrem İmamoğlu mu? Mansur Yavaş mı? Yoksa Özgür Özel mi? Yukarıda hikayelerini anlattığımız hazineyi bulan üç kişi misali bu üçlü pürüz de şimdiden Cumhurbaşkanlığı koltuğu hazinesi için birbirlerinin kuyusunu kazmaya başlamış durumda.

İmamoğlu’na yakın çevreler “Ahmak Davası” üzerinden bir tartışma başlatarak, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığına giden yoldaki engelleri erkenden temizleme çalışmalarına başladılar.

İmamoğlu taraftarları Mansur Yavaş’ın İYİ Parti’ye katılacağı yönünde zehirli bir haber yayarak Mansur Yavaş’ı zehirlemeye çalışıyor.

Mansur Yavaş, yavaş yavaş bertaraf edildiğini sezince “Partim beni aday olarak gösterirse innâ lillah ve innâ ileyhi racîûn diyerek kabul ederim” tarzında bir şeyler söyleyerek oyunun içinde olduğunu, hazinenin ortağı olduğunu belirtmeye çalıştı. Ona yakın ekip de İmamoğlu’nun DEM Parti yakınlaşmasını kast ederek: “Terör örgütleriyle, vatan hainleriyle bir arada görünenler, aynı sazı çalanlar, proje çocuk konumundakiler ufkumuzu aydınlatamazlar” türünden haberler yayarak İmamoğlu’nu yıpratıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel araya girerek itfaiyecilik yapıp bu yangını söndürmeye çalışıyor ama sönecek gibi değil. “Her ikisi de benim iki gözüm gibidir” diyerek onları uyutmaya çalışıyor, fırsat kolluyor.

Hepsinin gözünü hırs bürümüş. Cumhurbaşkanlığı hazinesine ulaşmak için birbirlerini zehirliyorlar. CHP’nin iç iktidarında esen bu rüzgâr, Erdoğan’a yaklaşan tehlikeyi önüne katıp götürüyor.

Öyle gözüküyor ki 2028’deki seçimleri de Erdoğan’ın işaret edeceği biri kazanacak ve seçimlerden sonra da CHP yöneticileri Kayahan’ın “Ben nerede yanlış yaptım?” şarkısını söyleyeceklerdir. CHP’ye yakın gazetecilerin de “Ne olacak bu CHP’nin hali” türü başlıkları atmalarını tahmin etmek güç olmasa gerek.