Eğer bulunduğunuz bir toplulukta, bir sohbette, bir çayevinde “Toplum bozulmuş” diye bir cümle sarf etseniz, duyacaklarınızı listeleyebilirim şöyle ki;

-Kardeşim! Kıyametin açık alametlerinden ahlâk erozyonu hat safhada. Kaymayı engelleyecek ağaç mesabesindeki davetçiler görevlerini aksatmakta ve sokak ortasında aleni fuhuş yapanlar alan kapmış bulunmaktadırlar.

-Bak arkadaş! Eğitim sistemi suçlu ve ahlâksız bir toplum yetiştiriyor. Bunu herkes biliyor ama şu var ki, kutsallık payesi biçilen bazı noktalara kimse dokunamıyor.

-Ya hû! Lut kavmi uzantıları kendilerine dernekler kuruyorlar, dışarıdan fonlanıyorlar, ahlâksızlığı bir İslam tebliğcisinden daha hararetle savunuyorlar ve de yayıyorlar. Sesleri de artık daha gür çıkıyor.

-Allah Wekîl gelecekten umutsuz, psikolojisi, sosyolojisi, matematiği ve maneviyatı bozuk bir nesil yetişiyor. Kur’an’ı tekmeleyen ve bırakın duyarsız olmayı, olayı yamalamaya çalışan bir nesli karşımızda bulduk. 

-Şu net arkadaş! Yeni nesil mukaddes ruhunu ve benliğini kaybetmiş, zombi olmuş durumda.

-Doğrusunu söylemek gerekirse şu siyasetçilere acıyorum. Siyasetçiler de duruma bakınca eskiden seçmeni gaza getirdikleri “Necip Türk milletiiii” sözünü kullanmaya yol bulamayıp terk ettiler. Necip bir toplum olmaktan günbegün uzaklaştık, cünüp bir toplum olmaya doğru gidiyoruz.

-Kardeşim! Öyle bir hale geldik ki “Aile yerimiz vardır” tabelası anlamsız oldu. Ailemizle rahat edebileceğimiz, rahat oturacağımız yer mekân park kalmadı. Millet bahçeleri de bu gidişle illet bahçeleri olacak.

-Ahlâksız espriler almış başını gidiyor, dur durak bilmiyor. Böylesi bir toplum uzay yolculuğuna çıktığını, ilerlediğini sanıyor ama işin aslı şu ki gelişmesini tamamlayamadığı için her geçen gün geri sayıyor.

-Biraz vicdanlı olalım be! Bütün bu suçu AK Parti’ye atmayalım, bizdeki bastıramadığımız batı hayranlığını da göz ardı etmeyelim.

-Bak şimdi! İslam’ın şiarlarından uzaklaşmış toplum fertleri, akrabasının köpekleri torununa havladı diye üç akrabasını öldürebiliyor. Ne günlere kaldık Allah’ım!

-Hele toplumun kanayan şu yarası yok mu? Bir erkek bir kadınla evleniyor, hasbelkader anlaşamıyorlar, boşanıyorlar. Erkek bu kadına 15 yıl nafaka ödüyor. Adaletin terazisini bozan böyle bir hareketten toplumun ıslahı beklenebiliyor. Millet topyekûn mecnun olsa haksız mı sayılır?

-Çuvaldızı kendimize batıralım. Aslında ne milliyiz ne de yerliyiz. Milli ve yerli olsaydık, bünyemizdeki Avrupa malı zararlı gayrı milli ve zararlı gayrı yerli ne var idiyse söküp atacaktık.

-Bir toplumu Allah’tan korkmayanlar batırır, Allah’tan korkanlar ayağa kaldırır. Allah’tan korkanların sayısı azalınca, Allah’tan korkmayanlar toplumun ana arterlerinde yer kaparsa toplumun bozulması mukadder oluyor.

-Lalochezıa hastalığı nedir biliyor musunuz? Küfretme hastalığıdır. Bir başka deyişle ağzın kanalizasyona, lağım deliğine dönme hastalığıdır. Küçük yaşlardaki çocuklarda bile görmeye başladık. Hele gençlerde! Sorma kardeşim.

-Ayarı bozuk bir nesil geliyor, ayarı bozuk bir nesli büyütüyor. Bizi ayarıyla beraber genleri, mayası ve yumurtası bozuk bir toplum bekliyor.

-Bütün bu hastalıkların tek tedavisi toplumu tevbe düğmesi ile yani Allah’a döndürmek ile güncellemek de o da dindarların yoğun mesaisini gerektiren bir durum. Dindarların mesaiye kalması gerekiyor arkadaş.

-İş dönüp dolaşıyor Allah Teâla’nın koyduğu kuralda düğümleniyor; insanlar iç âlemlerini değiştirmedikçe Allah onların genel vaziyetini düzeltmez. Bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Rad- 11. Genel duruma baktığımızda da kimsenin kendisini değiştirmeye niyeti yok gibi…

O zaman yuvarlanmaya devam…