Son yetmiş yıldır Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa'yla ilgili ümmetçe acı haberler alıyoruz. Osmanlı devletinin yıkılmasıyla birlikte, o kutsal topraklar İngilizlerin işgali altına girmiş ve yavaş yavaş Siyonist bir israil devletinin kurulması için gereken bütün girişimler yapılmıştır.
1948 yılında ümmetin bağrında ve Müslümanların ilk kıblesi de içinde bulunan Kudüs dahil bir Yahudi devleti kurulmuştu. Kurulduğu tarihten bu yana israil ile Arap devletleri arasında üç savaş yapılmış her üç savaş da nedense bir şekilde Arap devletlerinin yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Arap devletlerinin başındaki şahıslar İngilizlerin uşakları olduklarından dolayı her yenilen savaştan sonra israil lehine anlaşmalar yapılmış, terör devleti israil işgal ettiği topraklara yeni topraklar katmıştır. Bunun neticesinde yüzbinlerce Müslüman yerini yurdunu zorla terk etmek zorunda bırakılmıştır.
Özellikle İmam Hasan el Benna'nın gayretleriyle bazı gençler Filistin'e gönderilmiş ve gerçek anlamda israil'e karşı zor şartlar içerisinde büyük başarılar kazanmışlardır. israil'in, İslam mücahitleri karşısında mevzi kaybetmesi neticesinde özellikle Mısır, Suriye, Irak ve Ürdün'deki İngiliz yanlısı yöneticiler kendi ülkelerindeki Müslüman liderleri gözaltına almış ve mücahitlerin Filistin'e gitmemesi için her yolla başvurmuşlardır.
İmam Hasan el Benna'nın şehit edilmesinden sonra İslami hareketler Filistin meselesinde mevzi kaybedip, onların yerine İngilizlerin destekledikleri sol ve sosyalist hareketler kurulmuş, sözde israil'le savaşıyor görüntüsü adı altında Marksist fikirler Arap gençleri arasında yayıp onların İslam'dan uzaklaşmalarına sebep olmuşlardır.
1980'li yılların başında Filistin'de İslami direniş hareketi HAMAS ile Lübnan'daki İslami direniş hareketi Hizbullah'ın sahneye çıkmasıyla israil yenilgi üzerine yenilgi almış ve bu iki İslami direniş hareketi karşısında daha önce işgal etmiş olduğu bazı topraklardan çekilmek zorunda kalmıştır.
2011 yılında Suriye'de iç savaşın başlamasıyla terör devleti israil'in eli rahatlamış ümmetin çocukları mezhepçilik fitnesiyle birbirini boğazlarken Siyonistlerin meydanı boş bulmasıyla Kudüs'ün tamamını kendi topraklarına katmak için Mescid-i Aksa camisinde 1967 yıllında bu yana ilk defa Cuma namazının kılınmasına izin vermemiş ve her gün Filistinli Müslümanları şehit ederek küstahlaşmıştır. Terör devleti saldırganlıkta sınır tanımıyor.
Sonuç olarak bu ümmetin evlatlarının artık ırkçılık ve mezhepçiliği bir tarafa bırakıp, küstah Siyonistlere karşı birleşmesi gerekiyor. Unutmayalım ki Siyonistler ümmetin dağınıklığından dolayı bu şekilde küstahlaşıyorlar.
Türkiye'deki Müslümanlar olarak bir araya gelmeli ve ümmetin derdiyle dertlenmeliyiz. Ortadoğu'da güzel olmayan şeyler olurken, ülkemizde Haçlı ve Siyonistlerin kanatları altında palazlanan ve onların borazanlığını yapan FETÖ ile PKK örgütleri her gün yeni mevziler kaybetmekte bu da Siyonistlerin küstahlaşmasına sebep olmaktadır.
Biz Türkiye'deki Müslümanlar, saflarımızı sıklaştırmalıyız. Kur'an ve Sünnet ışığında Hz. Peygamberin ümmetinin yardımına koşmalıyız. Unutmayalım ki ümmetin içerisinde az da olsa buna hazır olanlar yine Türkiye'deki Müslümanlardır.
Selam ve dua ile…
Mehmet Nazifoğlu/doğruhaber