Gündemi yoğun bir şekilde işgal eden Ukrayna- Rusya savaşı küresel siyasi konjonktürün dinamiklerine şartlanmış zihinleri tercih yapmaya zorluyor. Ya Nazi benzetmesi yapılan Ukrayna ve yahut SSCB’den aldığı tarihsel misyon ile birlikte kendisini bu noktada sorumlu hisseden Rusya’dan yana tavır takınmak zorundasınız.

Her iki tercihin/tarafın medya servisleri tarafından yapılan algı ve manipülasyon, zihinlerin bu noktada edilgen bir tavır almasında güçlü bir rol oynuyor. Algılar zihinsel tutumlara dönüşüyor, zihinsel tutumlar da siyasi tercih olarak kitleler tarafından benimseniyor.

Konjonktür, sizin bu her iki taraf dışında üçüncü bir yol, yöntem ve çıkış kapısı aramanıza müsaade etmiyor. Küresel siyaseti elinde tutan her iki güç (ABD-Rusya) tarafları belirlemiş durumda ve bu iki taraf dışında herhangi bir tarafın varlığı kabul edilmiyor. Ve yine üçüncü bir tercihin olması gerektiğine dair acaba kaç kişi düşünüyor?

Tarafımızı, duruşumuzu ve tavrımızı bu her iki tercihten birine yapmak zorunda bırakanlara karşı bir cevabımız elbette var!

Bu tercihin yolu İslam ülkeleri arasındaki siyasi birlikteliğin sağlanması ile mümkün.

İslam ülkeleri, küresel siyasi konjonktürde hakim olan iki güçten (ABD-Rusya) herhangi birini tercih etmeye mahkum değildir. İki emperyalist tahakküm ve kutup arasında üçüncü bir yol, İslam ülkelerinin siyasi birliktelikleri ile mümkündür.

Ve yine İslam ülkelerinin birbirlerini bu her iki emperyalist ülke ekseninde yargılaması, "benim emperyalistim, senin emperyalistin" anlayışını hakim anlayış kılmanın yanında meşruiyet de kazandırmaktadır.

Emperyalizmin doğusu ve batısı yoktur. Her türlü emperyalist anlayış topraklarımızdan ve ruhlarımızdan atılmalıdır.

Amerika’nın Afganistan’ı, Irak’ı ve Suriye’yi işgal etmesi bu üçüncü tercihin varlığını sonlandırmak ya da yeniden varlık kazanmasına engel olmak için değil mi?

Ve yine Rusya’nın Afganistan ve Suriye’deki rolü, bunun yanında Çeçenistan ile mücadelesi de bu üçüncü tercihin izole edilmesine yönelik değil mi?

Doğu-Batı..

NATO- Avrasya..

ABD-Rusya

İnsanlık bu her iki emperyalist anlayışın pençesinde kıvranmamalı…

İslam ülkeleri, hem Müslümanlara hem de insanlığa karşı sahip olduğu sorumluluk bilincini hatırlamalı, üçüncü tercihin yolunu açacak adımlar atmalı. Siyasi birliktelik sağlanmalı ve yeryüzünde güven ve huzur toplumunun ancak bu üçüncü tercihin varlığı ile mümkün olabileceğini yüzyıllar boyu ispat ettiği gibi yeniden ispat etmelidir.

HAYRULLAH SEÇEN