Toplumun dinamik kesimi olan gençliği derinden etkileyen bir ahlaki erozyondur. Neredeyse her kesimin faveran ettiği ahlakî çöküntünün asıl nedeni Batılılaşma özentisidir. Batıya özene özene özümüzü kaybettik adeta...

Özellikle gençlerimizde görülen yozlaşmanın, toplumun geleceği açısından son derece büyük bir tehlike addediyor. İnsanların bir zamanlar konuşmaya haya ettikleri söz ve eylemleri, bugün gençlerimiz Çok rahat bir şekilde sosyal medyada paylaşabiliyorlar. Yani haya duygumuzu yitirdikçe biz yozlaştık, yozlaştıkça özümüzden koptuk biz biz olmaktan çıktık.

 Bazı, TV’ler, sosyal medya, gazete ve dergiler her türlü ahlaksızlığın propagandasını yapıyor, bunula da kalmayıp, insanları buna teşvik edici gündüz kuşağı adı altında, ahlaki değerlerden yoksun  tavır ve davranışlar imrenilecek tarzda sunulmakta ve bunların kokuşmuş yaşam biçimleri ifşa edilip, insanların mahrem alanlarına kadar girilerek insanların özelini ifşa edip, bir özenti haline getiriyorlar.

Toplumun içinde bulunduğu bu durumdan en çok etkilenen, toplumun temel çekirdeğini oluşturan Aile kurumudur. Yapılan araştırmalara göre son yıllarda Ailelerde boşanma ve dağılmalar %45 oranına yükselmiş durumda. Yani ailelerde kriz var. Bu krizin başlıca sebepleri, tüketim çılgınlığı, dünyevileşme, dejenere olmuş haya, edep ve ahlakî ilkelerdir. Toplumu ayakta tutan bu önemli kolonlar sarsıldıkça Aileler ayakta durmaya zorlanıyor. Dolayısıyla bu ahlakî çöküntüden kurtulmanın yolu aileyi muhkem hale getirmektir. Bu da ancak ailenin İslami prensipler üzerine kurulması ile gerçekleşir. Zira bizim medeniyetimizde evler birer  okul, anne ve baba da en tesirli eğitimcidir. Böyle bir  medeniyet okulunda yetişen bireyler toplum için, ifsat değil ıslah vesilesi olurlar inşallah...

Öyleyse yozlaşan, can çekişen şu toplumu kurtarmak adına kollarımızı sıvayalım çok çok çalışalım ki, insan merkezli bir dünya düzeni kurabilelim.

Bu düzen ise,ancak ihlas, ihsan ve dert  edinmek  ile kurulabilir. Evlerimizi, eşlerimizi, evlatlarımızı mal ve makamlarımızı dert edindiğimizden daha fazla, aç ve açıkta kalan kardeşlerimizi dert edinmedikçe bu toplum düzelmez. Bugün sayısız gençlerimizin ruhları imandan, islamdan yoksun can çekişirken, bizler buna duyarsız kalamayız. Dolayısıyla bu gençlere biz el atıp, kurtuluş kapısına onları davet etmediğimiz takdirde, onlar huzuru madde de, fuhuş ve her türlü mel’anette ararlar. Unutmayalım ki, hala Yüce Allah’tan habersiz yaşayan toplumlar varsa, etrafımızda O’na secde etmeyen birileri hala mevcut ise, görevimizi hakkıyla ifa edemiyoruz demektir. Haydi kardeşlerim! İnsan merkezli adil bir düzen kurmak için, toplumun ihya ve inşası için kolları sıvayalım. Her birimiz kendimiz başta olmak üzere ev, akraba ve komşulardan başlayarak bir ıslah projesi başlatalım. Rabbim nefislerimizi ve nesillerimizi ıslah eylesin inşallah...

Selam ve dua ile...

Esma Akbalık