Düşünün ki, çok değerli bir misafiriniz var; beraberinde rahmeti, bereketi, mağfireti ve Cenneti getirecek bir misafir...

İlk etapta kapılarımızla beraber, gönül kapılarımızı da, ardına kadar açar, hanelerimizin en özel odalarını, en güzel yemeklerini sunarız bu kutlu misafire...

Şöyle aradan biraz zaman geçtikten sonra, artık bu kutlu misafire hürmet belki de bizi yormaya başlayacak, zira böyle kıymetli misafiri güzel ağırlamak her yiğidin harcı değildir.
Amma ne zaman ki, bu kıymetli misafir artık gitmek için hazırlanmaya başlayınca, işte o zaman içimize bir kor düşer "keşke hiç gitmeseydi" deriz.

İşte bu kutlu misafir gidiyor, fakat giderken bizlere bir ömre bedel bir gece bırakarak gidiyor.
Bir gece ki, onda rahmet ve mağfiret var.

Öyle bir gece ki, selamet, huzur ve sükûnet dolu bir gece...

"Gerçekten biz onu Kadir Gecesi’nde indirdik"

Yani kurtuluş kitabımız bu gece indi. İnsanlık cehalet selinde boğulurken, biz Kur'an’ı bir Necat gemisi olarak gönderdik diyor Rabbimiz.

Her kim bu gemiye sığınırsa işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Zira Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: "Hayatlarını Kur'an’a göre ayarlayan toplumları Allah (C.C) yüceltir. Onu arkalarına atan toplumları da, alçaltır." Dolayısıyla evrensel bir kitap olan Kur'an-ı Kerim, tüm insanlığın kurtuluş reçetesidir. Bizler Kur'an’ı yaşadıkça, hayatımızın her alanına taşıdıkça kurtuluşa erenlerden oluruz inşaAllah...

Aksi takdirde sadece hatim için Ramazandan Ramazana tozlarını silip, raflardan aldığımız hayat kitabımızı, sadece hatim kitabına çevirirsek, bu kitap kıyamette bizlere şefaatçi değil, belki de, şikayetçi olacaktır. Şu dünya çölünde kaybolup, kurda kuşa yem olmak istemiyorsak, Kur'an’a yürek ellerimizle, sıkıca tutunalım, tüm emir ve yasakları tutalım.

"Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin sen?"

Rabbimiz bir kez daha dikkatlerimizi bu geceye çekiyor. Yani bu geceyi anlamak için, paslanan kalbinizi, kulaklarınızı ve gözlerinizi  Kur'an’a iyi açın ki, bu gecenin ne olduğunu kavrayıp anlayabilesiniz diyor.

"Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır."

Bir ömre bedel bu geceyi böyle hayırlı kılan, sebeplerden bir tanesi de, iki cihan serveri Resullah (sav) Ümmeti olmaktır.

Bu gece yapılan ibadetler 83 yıllık ibadete denktir.

"Onda Melekler ve ruh Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner."

Öyleyse bizler de bu gece inecek Melekler hürmetine içimizdeki tüm şeytani sıfatları, Allah ve Resülü'nün hoşuna gitmeyen eylem ve amelleri bırakıp, Rahmani bir  vecih kazandıralım kendimize...

"O, tanyeri ağarıncaya kadar bir selamettir."

Evet çünkü bu gece yeryüzünde yoğun bir trafik var. Yeryüzü ve gökyüzü ehli, melekuti bir havayı doya doya teneffüs ediyor. Bu nedenle bu gece sükûnet, selamet ve huzur gecesidir.

Hayatımızın her alanında bu selamet ve huzuru yaşamak için, Kur’an’ı hayatımıza nakış nakış işlemeliyiz.

Öyle ki, her gecemiz Kadir gecesi, her günümüz Ramazan günü gibi olmalı.

Ömre bedel Kadir gecemiz ve Bayramımız mübarek olsun.

Vesselam

Esma Akbalık (Konuk Yazar)