Büyük lokma ye büyük söz söyleme demiş atalarımız. "Asla emin olmadan önemli şeyler söyleyip utanılacak duruma düşme." 

Ne ailesinden ne yetiştiği çevresinden Kudüs’ün adını mübarek Mescid-i Aksa’nın kutsallığını duymamış biri…

Hayatında farklı hedefleri ve çizgisi var. Rabbinin nasip etmesiyle tesadüfen bulunduğu bir ortamda “Kudüs ve Mübarek Mescid-i Aksa’yı tanıyor. Kudüs ziyareti ile taçlanıyor hayatı. Kararını veriyor bu ziyaret sonrasında, artık edindiği bütün bilgi ve tecrübelerini, hedeflerini Kudüs’e yönlendirerek bu davaya adanmışlıkla yoluna devam etmeye…

Şairin dediği gibi;

Tur dağını yaşa ki bilesin nerde Kudüs

Ben Kudüs’ü kol saati gibi taşıyorum

Ayarlanmadan Kudüs’e
Boşuna vakit geçirirsin
Buz tutar
Gözün görmez olur

Ümmetin meselesi, ilk kıblesi, Mübarek Mescid-i Aksa, Kudüs, Filistin için ayıracak vaktinin olmadığını bu kadar meselemiz, ülke sorunlarımız varken Filistin ve Kudüs davasına ayıracak vaktim yok diyecek kadar nasipsiz geçen yılların acısını çıkartırcasına, bugün bunu satırlara dökmek ve öğrendiği bilgileri, tecrübesini, duygularını paylaşmak üzere kalemini konuşturan Rabbine şükür günü…

Filistin ve Kudüs bizim neyimiz olur? Müslümanlar için önemi nedir? Neler yaşanıyor orada? Kutsallığını, mahiyetini, önemini, içinde bulunduğu durumu, neler yapmamız gerektiğini her mümin kişinin bilmesi gerek. En temeline inmek ve meselenin aslının farkına varmak için her ayrıntının farkında olmak gerek.

Sırasıyla tüm detayları, Filistin’in adı nereden geliyor öncelikle bunu bilmek gerek.

İslam tarihinde Bilad’üş-Şam Filistin, Ürdün, Lübnan ve Suriye olmak üzere dört ülkeyi içine alan coğrafyaya verilmiş olan addır.

Filistin, Bilad’üş-Şam bölgesinin güneybatı kısmına verilen addır. Çeşitli arkeolojik çalışmalara göre insanlık ilk gelişimini Filistin topraklarında gerçekleştirmiştir. Filistin’in kuzeybatısında yer alan Eriha tarihte inşa edilmiş ilk şehirdir.

Kenanlılar M.Ö. 2500 yılında Arap Yarımadası’ndan buraya gelip yerleşen ilk insanlar oldukları için, buraya verilen ilk isim “Kenan Diyarı”dır.  

Filistin isminin ise Kavimler göçü sırasında deniz yoluyla buraya gelen Filistler’den alır. M.Ö. 12.yy’da muhtemelen Anadolu’dan ve Ege Denizi’nden buraya gelen denizcilerden türemiş bir isim olduğu söylenmektedir.

Mısır yontma taşlarında bu denizciler PLST harfleriyle anılmaktadır. Büyük ihtimalle N harfi daha sonradan çoğulu belirtmek için eklenmiştir. (PLSTN)

Filistin topraklarının, istilâlar ve çeşitli kavimlerin buraya hâkim olmak için verdikleri mücadeleler sebebiyle siyasî sınırlarını açıklıkla çizmek / belirtmek kolay değildir / olmamıştır.

Arap coğrafyası içinde yer alan bu bölgenin sahip olduğu zengin ve stratejik tabiatla üç büyük semavi dinin doğuşu ve gelişmesinde oynadığı önemli rol ve içinde barındırdığı kutsal yerler sebebiyle bölgenin bir başka adı da “Arz-ı Mev‘ûd” veya “Arz-ı Mukaddes” şeklinde özetlenebilir.

Ayşegül BAYICI