Bu ifade yeni ABD başkanı Trump'ın başdanışmanına aittir. Aslında şunu demek istiyor; biz İslam ile savaşmaya devam edeceğiz. Zira Ortadoğu diye tabir ettikleri yer, İslam dünyasının ta kendisidir. Bu güne kadar, İslam'a ve Müslümanlara karşı yaptıkları bütün saldırıları perdelemek için, İslam dünyası yerine Ortadoğu tabirini kullanmışlardır. Gerçekten, batı küfür dünyası her Ortadoğu deyişinden, bizim İslam beldelerini anlamamız gerekmektedir.

Aslında batı, haçlı seferlerinden günümüze kadar hiçbir zaman bizimle barış içinde yaşamak istemedi, şimdi ise hiç istemiyor. Gücü yettiği andan itibaren, fiili saldırılarına başlar, işgal ve yağma harekâtına hız verir ve katliamlarını kesintisiz sürdürür. Dün de bunu yapıyordu, bugün de aynı vahşilikte bu iğrençliklerini yapmaya devam etmektedir. Batı bunu yapamadığı zaman ya gücü yetmemiştir ya da daha fazla sömürme faaliyetine kavuştuğu içindir.

Batı İslam dünyası ile sürekli savaş halinde olmuştur. Son elli yıldır, ABD ve Avrupalıların sürekli işgal ettikleri bir İslam beldesi var olmuştur. Kan ve gözyaşının eksik olmadığı, katliam ve talanların yaşandığı yer, hep İslam dünyası olmuştur. Saldırganlar da hep batılılar olmuştur. Fırsatını buldukça sudan bahanelerle ülkeleri viraneye çeviren en vahşi saldırılarla, İslam beldelerini birer birer savaş alanı haline getirmişlerdir.

Özellikle Varşova paktının(Rusya'nın öncülüğünde komünist bloğun çöküşü) lağvedilmesiyle, Batı için birinci düşman İslam olarak belirlenmiş ve bütün enerjilerini bu İslam dinini yok etmek için seferber etmişlerdir. Ama şimdiye kadar, yapmış oldukları işgal girişimlerine bir kılıf uydurarak gerçekleştirmiş, dolaylı olarak emellerine ulaşmaya çalışmışlardır. Ancak son açıklama, bu güne kadar yaptıklarını devam ettireceklerini, bundan sonra bir kılıfa ihtiyaç duymadan direkt olarak her türlü işgali, katliamı yapacaklarını açıkça duyurmuş oldular.

Şimdiye kadar perdeleyerek ve dolaylı olarak kesintisiz devam eden işgal hareketleri, şimdiden sonra aleni bir şekilde, her hangi bir sebebe dayanmaksızın İslam ve Müslümanlarla yine kesintisiz bir şekilde savaşın devam ettirileceğini ilan etmiş bulunuyorlar. Aslında batının gerçek yüzü budur. Batının gerçek yüzü kan akıtmaktır, insanları vahşice katletmektir, ülkeleri büyük bir açgözlülükle sömürmektir. Batı kendisi dışındaki her insana ve her ülkeye bu şekilde bakmaktadır.

Kendisiyle savaşmadığı ülkeler ise kendisine kayıtsız şartsız teslim olanlardır. Bu ülke yöneticileri de birer kâhyadan başka bir şey değillerdir. Bu kâhyalar, ABD çıkarlarını korumaya ve kendi ülkelerinin her türlü imkânlarını onlara peşkeş çekmeye söz vermiş satılıklardır. Bu tiplerin içimizde sergiledikleri ihanetler, Amerika'nın işini çokça kolaylaştırmaktadır. Trump ve yeni ekibinin içimizdeki esas payandaları da bunlardır.

İşte içimizdeki bu hain kâhyaların efendilerine olan sadakati ve batının sınırsız vahşet sergileme ihtirası, yeni ABD yönetiminin aleni politikası haline gelmiş bulunmaktadır. Bu insanlık dışı savaş politikası, İslam ümmetinde yeni yaralar açacaktır. Suriye'deki yıkımın benzerlerini başka İslam beldelerinde görmek gibi bir acıyı yaşama ihtimalimiz artmıştır. Yeni mülteciler, yeni insanlık krizleri gündemimizin ilk sırasında yer alacaktır.

Yedi İslam ülkesine yönelik vize yasağı, başlatılacak olan savaşın ilk basamağı gibi karşımıza çıkmış bulunmaktadır. Bundan sonra atılacak her adımın, ortamı germeye ve İslam dünyasına yönelik krizi derinleştirmeye yönelik olacağını görmemiz gerekir. Batıda her gün camilere yönelik gerçekleştirilen saldırlar bunlardan ayrı düşünülemez. Özellikle Müslüman bayanlara yönelik fiili saldırılar, batı küfür dünyasının İslam'a olan kin ve nefretini bize göstermektedir. Batıdaki cami ve Müslümanlara yönelik saldırıların bir üst versiyonu, İslam ülkelerinin saldırıya maruz bırakılmasıdır.

Bu küfrün hesabıdır. Allah'ın hesabı ise başkadır. Allah'ın hesabının her türlü hesabın üstünde olduğuna da iman etmiş müminleriz.