Ülkemizin başına gelen en büyük felaketin CHP gibi bir partinin, tek parti diktatörlüğüyle uzun yıllar ülkemizi yönetmiş olmasıdır. Batı küfür cephesi, Kurtuluş Savaşıyla ülkemizi terk ettikten sonra, CHP bu barbar işgalcilerden daha gaddar bir şekilde Müslüman halka zulüm yapma devam etti. Hatta işgalcilerin yapamadığını bu CHP çok daha acımasız bir şekilde, on binlerce masum insanı darağaçlarında sallandırarak çirkin ve kara yüzünü bu mazlum millete gösterdi.

İşgalci İngiliz ve Fransızlar, vahşi işgalleri boyunca ezanı yasaklamamışlardı, ama CHP 18 yıl boyunca ezanın bu Müslüman ülkede okunmasına müsaade etmedi. İşgalci batılıların aklına gelmeyen her türlü vahşeti, CHP ideolojik saplantılarıyla batılı vahşi işgalcilere rahmet okutacak şekilde, bu Müslüman halkı bir cendereden başka bir cendereye mahkûm etti. Bu Müslüman halkın alfabesinden, giyim kuşamına kadar İngilizlerden daha fazla İngiliz zilletiyle ve tamamını silah zoruyla kabul ettirdi.

CHP’nin tek parti diktatoryası bittikten sonra, bir daha iktidara gelemeyen bu sapkın zihniyet; her zaman bu ülkenin tek sahibi edasıyla ve batılılardan aldıkları direktifler doğrultusunda bu mazlum halka parmak sallamaya devam ederek sürekli tehdit etti. Bununla yetinmedi, büyük efendileri Amerika’dan aldıkları destek ile on yılda bir ülkemizde, asker eliyle darbeler gerçekleştirdi. Her zaman bu halkın önceliklerini ve hassasiyetlerini değil; İslam düşmanlığını, ahlaksızlığı, içki içme zilletini tüm halka dayatmaya çalıştı.

Hala bu emellerinden bir milim bile vazgeçmiş değillerdir. Bütün politikaları, içkinin yayılması, her tarafa heykel dikilmesi, ahlaksızlığın ve halkın inanç değerlerine düşmanlığın en üst seviyede tutulması gibi sapkın anlayışlarını ‘çağdaş yaşam’ hezeyanlarıyla orta yerde bağırıp durmaktadırlar. Yüzyıldır, acı bir musibet gibi bu mazlum halkın tepesine çöreklenen bu kokuşmuş zihniyetin daha uzun yıllar bu Müslüman halkın inanç değerlerine saldırmaya devam edeceği görülmektedir.

CHP’nin bütün bu emelleri, siyonizmin emellerinden ayrı olmadığını da bu Müslüman halkın net bir şekilde görmesi gerekmektedir. Siyonizmin yerli sesi konumunda bir zilletle, HAMAS’a terör örgütü demek gibi insanlık dışı açıklamalarına şahit olduk. Dünyadaki vicdan sahibi bütün partiler, STK’lar, oluşumlar, siyonizmi lanetlerken ve gerçekleştirdikleri soykırıma karşı sesini yükseltirken; bunların ‘siyonizmi aklama’ açıklamaları büyük bir onursuzluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bunların, dün tek parti diktatörlüğü esnasında bu Müslüman halka yaptıklarını; bugün siyonistler Müslüman Filistin halkına daha acımasızca bir şekilde yapmaktadırlar. Ama emelleri aynıdır. Kendileri dışında kimseye değil söz hakkı, hayat hakkı tanımamaktır. Tek parti diktatörlüğünde, hiçbir mukavemetleri ve mücadeleleri olmadığı halde; on binlerce suçsuz insanı darağaçlarında sallandıranlar, eğer bir eylem ile bu CHP zihniyetine karşı çıksalardı, acaba hangi hazin son ile karşılaşacaklardı? Veya Dersim’de karşılaştılar.

Mutlak kötülük olan siyonizmin yerli taşeronları, efendilerinden aldıkları direktiflerle ülkemizde kim hayırlı bir adım atarsa; hemen ahlaksızca karşılarına dikilmekte, ortalığı vaveylaya vermekte, bu hayırlı adımın atılmaması için ellerindeki bütün araçları devreye koymaktadırlar. Yüzyıldır, ülkenin bütün imkânlarını gasp eden bu zihniyet maalesef bu konudaki imkânlarının etkili olmasıyla da başarıya ulaşmaktadır.