Narin cinayeti hepimizin yüreğini dağladı. Bu cinayeti işleyen, göz yuman ve bundan bir takım rantlar elde etmeye çalışanlara lanet olsun. Bu karanlık asırda, bu vahşette bir cinayetin işlenmiş olması insanın tüylerini diken diken ediyor. Değer yargılarımızın tamamının deforme edildiği, örf ve adetlerimizin ayaklar altına alındığı ve nefsi azgınlıkların günlük hayatın ‘normalleri’ haline getirildiği vahşi bir savrulmaya tanıklık ediyoruz.
Toplumun bu hale gelmesinde/getirilmesinde dahli ve emeli olan herkes, bu cinayetin suç ortağıdır. Değer yargılarımızın tarumar edilmesinde, inanç değerlerimizin yok edilmesinde ve kadim kültürümüzün içinde yer alan mertliğin, erdemin, insanlığın ve kardeşliğin ortadan kaldırılmasında rol alan bedbahtlar; sadece Narin’in cinayetinin suç ortağı değil, aynı zamanda bu asırda Narin gibi hunharca öldürülen bütün cinayetlerin de failidirler.
Katillerin cinayetleri lanetlediği, hırsızların yüzsüzlükle haktan bahsettiği, ahlaksızların kokuşmuş halleriyle ahlak dersi vermeye çalıştığı, on binlerce çocuğu dağa kaçırıp öldürttükten sonra barıştan bahseden vampirlerin kara ve çirkin yüzlerini sergiledikleri bir utanç asrının içindeyiz. Yalan söylemek, iftira atmak ve yaptıkları insanlık dışı bütün vahşetlerini gizlemeyi meslek edinen bir sefalet tayfasının da şahsiyetsiz pişkinliğine şahitlik etmekteyiz.
İşledikleri on binlerce cinayetin faili olanlar, bütün bir bölgenin hırsızlığını ve ahlaksızlığını pişkince yol edinenler ve bir halkın kültür ve geleneklerini sosyalizm uğruna ayaklar altına alanlar bu kara yüzlerini örtmek için efendilerinden aldıkları emirle meydanlara inip ‘insanlık pozu’ verme telaşındadırlar. Daha önce söyledikleri yalanları ve attıkları iftiraları yanlarına kâr kalan bu sefalet tayfası, tek sermayesi olan yalan ve iftira ile algılar oluşturmaya ve bunun üzerinden siyasi rantlar devşirme basitliğine girişmektedir.
Ancak devran değişti. Artık herkesin kendisini ifade ettiği, yalan ve iftiraların kısa sürede açığa çıktığı ve yalan söyleyenlerin rezil olduğu ‘sosyal medya’ çağındayız. Belki de sosyal medyanın şimdiye kadar tek faydalı yönünün bu olduğu da söylenebilir. Yalan söyleyenlerin, bunun yanlarına kâr kalmayacağını bildikleri halde bu yola başvurmaları ise tasmaları elinde olan efendilerinin ‘yakala co’ diye emir vermesindendir. Bunu kayıtsız şartsız yerine getirenlerin ne kadar kullanışlı, şahsiyetsiz ve kendi halklarının düşmanı olduklarını ortaya koymaktadır.
Her gün ülkemizde maalesef onlarca cinayet işlenmektedir. Ne yazık ki bunun bir kısmını da çocuk cinayetleri oluşturmaktadır. Bu cinayetin, özellikle ön plana çıkarılarak üzerinden siyasi rant devşirilmesi, karanlık odakların sürekli pusuda beklediklerini de bize göstermektedir. ‘Kullanışlı aparatların’ bu cinayet üzerinden bir kaos oluşturma ve ülke gündemini haftalarca meşgul ederek bazı karanlık hesaplara zemin hazırlama hevesleri şimdilik kursaklarında kalmış gözükmektedir.
Ülkemizde tek bir cinayetin bile işlenmesine izin verilmemelidir. Bu vahşete teşebbüs eden her kimse çok caydırıcı bir şekilde hukuk sistemi içerisinde cezalandırılmalıdır. Narin cinayetinin failleri, destekçileri, göz yumanları da en caydırıcı bir şekilde cezalandırılmalıdır ki, hiç kimse bir daha böyle bir vahşete yeltenmesin. Aynı zamanda bu tür cinayetlerden siyasi rant elde etmek isteyen karanlık odakların da hukuk önünde hesap vermesi, bu cinayetlerin faillerinin cezalandırılması kadar önem arz etmektedir.