Gazze'de, soykırımın çok farklı ve dehşet verici bir versiyonu uygulanıyor. Artık bütün Gazze'nin açlıkla kırılması için bütün küfür cephesi bir araya gelmiş ve Müslüman işbirlikçiler eliyle son darbe vurulmaya çalışılıyor. 6. ayına giren katliam ve soykırım, barbar siyonistleri tatmin etmemiş olacak ki, tüm Gazzelilerin açlıkla toptan yok edilmesi hedefleniyor. Bu hedef adım adım gerçekleştirilmeye devam edilmektedir.

Bombalarla, füzelerle ve kurşunlarla yok edemedikleri Filistinli Müslümanları, şimdi açlıkla toptan yok etmeyi hedefliyorlar. Günlerce yemek yiyemeyen çocukların, bebeklerin ve hatta yetişkinlerin açlıktan ölüm haberleri sıradan hale gelmeye başladı. Hayvan yemleri, ot ve ağaç yaprakları bulan ve yiyebilen Gazzeliler şanslı olarak değerlendiriliyor ve hayatta kalma süreleri biraz daha artıyor. Ama yiyecek hiçbir şey bulamayanlar gıdasızlıktan şehit oluyor.

Birkaç kamyon yardım unun 2,5 milyon insana ne kadar yeteceğini, daha doğrusu hiç kimseye yetişemediğini görüyoruz. Hele havadan atılan yardımların yetersizliği ve onur kırıcılığı bir tarafa, yardım paketlerine koşan aç insanların üzerine bombaların yağdırılması, katliamın daha çok zayiatla sonuçlanması için masa başı çalışılmış bir operasyon gibi görünmektedir. Yani aslında yardım gibi gözüken bu operasyonun daha çok insanın daha az maliyetle öldürülmesi için geliştirilen bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çünkü Refah sınır kapısında bekleyen binlerce TIR yardımın çok daha kolay ve etkili bir şekilde bu aç insanlara ulaştırılması mümkün iken; havadan yardım adı altında atılan paketlere koşan kalabalıklara bomba yağdırılması nasıl ifade edilebilir ki? Yardım adı altında, mücahitlerin kırılamayan direnişinin kırılması ve mücadele etme kabiliyetlerinin ortadan kaldırılması için işgal güçlerine destek mahiyetinde masum gibi görünen ama çok sinsi bir operasyon olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yoksa kara yoluyla her taraftan yardım ulaştırma imkânı varken; Ürdün, Mısır sınır kapıları çok daha elverişli olduğu halde, bu yolun tercih edilmiş olması soykırımın çok daha farklı bir yüzü ile karşı karşıya olduğumuzu unutmamamız gerekir. Küfür cephesi ve yerli işbirlikçileri, siyonist işgal çetesinin planının istendiği gibi devam edebilmesi için her türlü alçaklığı yapmaktan geri durmuyor. Masum gibi görünen havadan yardımın bir de bu şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bundan çok daha tehlikelisi ve Gazze direnişine son darbe olacak şekilde, siyonizmin ve Gazze'deki soykırımın gerçek faili olan ABD'nin, Gazze'de geçici bir liman inşa etmek istemesidir. Yardımların deniz yoluyla buraya ulaştırılması ve buradan da siyonist işgalcilerin eliyle(!?) dağıtımının yapılmasıdır. Bebekleri, çocukları, yaşlıları, hastaları ve hatta bütün canlıları toptan yok eden barbar Yahudiler, deniz yoluyla gelecek bu yardımları Müslüman Gazze'lilere ulaştıracak öyle mi?

Aslında ABD ve küfür cephesinin Gazze'yi fiilen işgal etmek için bulduğu son bahane olarak görmek gerekir. 6 aydır, bütün barbarlıklarına ve insanlık dışı uygulamalarına rağmen hedeflerine ulaşamayan katil siyonist Yahudilerin, ABD eliyle hedeflerine ulaşmalarının sağlanmasıdır. Yahudi katillerin Gazze'de hedeflerine ulaşamayacağını gören emperyalist ABD'nin de, insani yardım(!?) adı altında gerçekleştireceği bir askeri operasyondur.

Gazze, soykırıma karşı direniyor. Bütün can ve mal kayıplarına rağmen; vatanlarını, topraklarını ve geleceklerini korumak için mücadelelerini sürdürüyorlar. Ama artık düşman 'açlık' gibi bir silahı acımasızca kullanıyor. Bütün küfür cephesi bu açlık silahının etkili olması ve ölümcül bir darbeye dönüşmesi için her yola başvuruyor. Acaba izzet ve onur sahibi müslümanlar, ne zaman gayrete gelecekler ve bu ölümcül darbeyi etkisiz hale getirecek, yardım operasyonlarına başlayacaklar?