Siyonist terör çetesinin, Müslümanlara yönelik katliamlarının 122. günü geride kaldı. Bütün dünyanın gözü önünde, Yahudi işgalciler; büyük bir acımasızlıkla Gazze'deki Müslümanların üzerine vahşice bomba yağdırmaya devam ediyor. Her gün yeni bir katliam, açlıktan ölen çocukların sıra sıra cesetleri ve gönderilen yardımların Refah sınır kapısındaki TIR’larda çürümesine rağmen, Müslümanların ölüm sessizliğine bürünme acizliği...
Müslüman idarecilerin çoğunun iplerini elinde tutan ABD, Gazze savaşının ilk gününden şimdiye kadar ateşkese karşı çıktı. Gazze'de bütün Müslümanlar yok edilinceye kadar da ateşkesi kabul etmeyeceğini, hatta daha ileri giderek resmi olarak generallerden müteşekkil bir danışmanlar grubunu Yahudi işgalcilere 'şehir savaşı' için rehberlik etmek üzere siyonistlere yardıma gönderdiğini açıkça ilan etti. Bununla yetinmedi, özel birliklerini de Gazze'ye göndererek fiilen savaşa katılmasını sağladı.
BM organlarındaki karar alma süreçlerinin hepsini işlevsiz hale getirerek, Gazze'deki katliamın acımasızca devam ettirilmesini teşvik etti. BM Güvenlik Konseyi kararlarının tamamını gerekçesiz veto ederek, siyonist vahşetin gece gündüz devam ettirilmesini sağladı. ABD, bütün batılı ülkeleri organize ederek siyonist işgalcilere her türlü silah ve maddi yardımı sağladı. Bununla da yetinmedi, Müslüman ülkelerin de siyonist çeteye yardımlarını kesintisiz sürdürmelerini emir etti.
Birçok Müslüman idareci korkaklığı, acizliği ve halklarına karşı sergiledikleri ihanetleriyle bu süreçte, ölü taklidi yaparak zilleti tercih etti. Bütün bunlardan cesaret alan terör çetesi ateşkesi bir tarafa bırak, gönderilen yardımların bile Gazze'ye ulaşmasına izin vermedi. Müslümanların acziyet ve korkaklığı karşısında, Gazze'yi tamamen sahipsiz ve savunmasız gören siyonist işgalciler; küfür cephesinin bütün gaddarlığını da arkalarında görünce ateşkesi konuşmak yerine her gün yeni bir soykırım gerçekleştirdiler.
Ateşkes ortamını oluşturacak tek şey, mücahitlerin olağanüstü mücadeleleri ve bu mücadelenin caydırıcı bir şekilde sürdürülmesidir. Çünkü küfür tek bir şeyden anlıyor. O da güçtür. Yenilgiyi veya yenilgiye giden süreci görmeyinceye kadar, asla zulmünden, gaddarlığından insanlık dışı vahşetinden vazgeçmez. Ülkemiz dâhil, Gazze'ye komşu diğer Müslüman ülkeler; eğer siyonist terör rejimiyle sadece ticari faaliyetlerini sonlandırmış olsalardı, çoktan ateşkes sağlanmış olurdu.
Maalesef insanlığın öldüğü, vicdanların çoktan çürüyüp kokuştuğu ve İslam kardeşliğinin kimi Müslüman idareciler tarafından ABD’ye peşkeş çekildiği bu süreçte; siyonist terör rejimine ateşkesi dayatacak bir caydırıcılık da bulunmamaktadır. Fitne, bozgunculuk ve katliam gibi karakteristik özelliklere sahip olan siyonist Yahudilerin, yenilgiyi görüp korkmadıkları müddetçe ateşkese yanaşmaları bir tarafa, bozgunculuklarının devamı için bütün dünyayı ateşe vermekten kaçınmayacaklarını tarihi bilgi ve belgeler açıkça ortaya koymaktadır.
Hala insanlığını tamamen kaybetmemiş, vicdanları büsbütün çürümemiş ve insanlık onur ve izzetini henüz korumaya devam eden insanlar! Öncelikle ABD vahşetini durdurun. Zira ABD desteğini arkasında görmeyen bir siyonizm, aslında bir hiçtir ve çok kısa ömürlüdür. Gazze'deki ve yeryüzünün diğer yerlerindeki vahşetin baş müsebbibi, ABD ve batı küfür cephesidir. ABD isterse ateşkes hemen olur, ama asla istemiyor. Geriye mücahitlerin mücadeleleri ve zafere ulaşmaları kalıyor...