Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren, Cuma günü dolayısıyla Müslüman halka özel bir zulüm uygulanmaktadır. Müslümanların değerlerinin birer birer yasaklandığı, İngilizlerin direktiflerinin birer birer silah zoruyla bu Müslüman halka dayatıldığı sürecin başlangıcından bahsediyoruz. İşte bu özel zulmün adı; Yahudilerin Cumartesi günleri ile Hristiyanların Pazar günlerinin Müslümanların hafta sonu tatili yapılmasıdır.
Müslümanların haftalık bayramı olan Cuma günlerinin; batılı efendilerin emri, yerli taşeronlar eliyle özellikle günlük hayattan çıkarılması planlanmış bir projedir. Müslümanların Cuma Namazına rahat bir şekilde gitmelerinin engellenmesi ve haftalık bayramlarını gönül rahatlığıyla kutlamalarının önüne geçilmesi için Cumartesi – Pazar günleri, hafta tatili olarak bizlere dayatılmıştır. Yıllarca ezanın ve namaz kılmanın yasaklandığı ve ancak ezanın Türkçe okunmasına müsaade edildiği bir süreçten bahsediyoruz.
Bu süreçte Müslümanların bütün değer ve ibadetleri hayattan birer birer çıkarılarak yasaklanmış ve yerine Batının ve özellikle İngilizlerin uygun gördüğü uygulama ve kurallar dayatılmıştır. Bu ülkede on yıllarca Allah'ın emri olan başörtüsü yasaklandı, başörtüsü takan milyonlarca Müslümana hakaretler edildi, cezalandırıldı, bırakın devlet dairesinde çalışmayı devlet dairelerine başörtüsüyle girmeyi bile yasakladılar.
Bir Yahudi, cumartesi günü havraya rahat bir şekilde gidebilirken ve mesaiden dolayı bir sorun ile karşılaşmazken; bir Hristiyan pazar günü kiliseye gidebilirken ve ibadetinden dolayı mesaiyle bir problem yaşamazken; Müslüman memurlar, öğrenciler ve özel sektörde çalışanlar Cuma namazına rahatlıkla gidemiyorlar. Gidenler ciddi sorunlarla karşılaşabilmektedirler. Devlet memurları için kısmî bir yumuşama söz konusu olsa da hala çoğunluğu ciddi sorunlar yaşamaktadır.
Hele özel sektörde çalışanların neredeyse hiçbirinin izin alamaması ve Cuma namazına gidememesi tam da cumartesi pazarın hafta sonu tatili yapılmasındandır. Müslümanların haftalık bayramı olan Cuma gününün tatil yapılmayıp, Yahudi ve Hristiyanların günleri olan cumartesi ve pazarın tatil yapılması halkın % 99'u Müslüman olan bu ülkeye yapılmış en büyük zulümlerden bir tanesidir.
Zulümlerden bir tanesidir diyoruz, zira Batılı/İngiliz değer ve direktiflerinin bu halka reva görülmesi ve nihayetinde kabul ettirilmesi için yüzlerce hatta binlerce yasaklama, zulüm, işkence, idam ve katliamlar yapılmıştır. Şapka takmadığı için idam edileninden, ezanı Türkçe okumadığı için sarığından asılan âlimlere kadar, Batıdan ithal edilen kanunlardan, camilerin ahıra çevrilmesine kadar binlerce zulüm çeşidi bu Müslüman halka dayatılarak uygulandı.
Şimdi bu zulmü sesli olarak dile getiren Diyanet İşleri Başkanını topa tutan, bir Yunan sevici toplulukla karşı karşıyayız. Zira bu topluluk; İslam'ı bu topraklara ve batıya taşıyan ve yaşayan Osmanlıya hain diyor, ama ülkemizin batısını işgal ederek çocuk, kadın, yaşlı demeden katliamdan geçiren Yunan'a dost diyor bu zihniyet. İşte bu zihniyeti net olarak tanımamız ve emellerini tam olarak bilmemiz gerekiyor.
Netice itibariyle İngilizlerin bir dayatması olan Cuma gününün tatil olmaktan çıkarılarak, cumartesi pazarın Müslüman olan ülkemizde tatil yapılması büyük bir zulümdür. Bu zulmün ortadan kaldırılarak Müslüman halkın 'Cuma günü' özlemi yerine getirilmelidir. İlk etapta cuma namazı vaktinde, herkesin sorunsuz bir şekilde Cuma namazını kılabileceği şekilde 3 saatlik zorunlu tatil uygulaması resmi ve özel sektörde hemen hayata geçirilmelidir.