İBB başkanın, YSK üyelerine yönelik söylediği 'ahmak' söylemine karşılık açılan hakaret davasında, mahkeme kararını açıkladı. Kararda, 2 yıl 6 ay hapis cezası çıktı. Mahkemenin kararının doğruluğu veya yanlışlığı bir tarafa, İmamoğlu'nun karar karşısındaki sevinç çığlıkları siyasi tarihimize 'sıra dışı bir vakıa' olarak kayıt edilmeyi hak ediyor.

Hapis cezaları, doğal olarak üzüntü ve şaşkınlıkla karşılanırken, bu seçim atmosferinde sevinçle karşılanması ve ülke gündeminin ilk sırasına yerleşmesi beraberinde soru işaretlerini de getirdi. Her kesim; yaptığı siyasi hesaplardan yola çıkarak farklı söylemler ileri sürmelerine zemin oluşturdu. Siyasi gündemin her zaman sıcak olduğu ülkemizde, bu kararın gündemi biraz daha gereceğini, tarafların daha sert söylemler ortaya koyacağını da göstermektedir.

6'lı masanın aday çıkaramama noktasındaki derin fikir ayrılıkları ve sürecin giderek daralması; Millet İttifakı liderlerini ciddi anlamda zorlamaktadır. Masadaki kafa karışıklığı, ittifakın küçük partilerinin büyük partilerden daha fazla talep listeleri oluşturmaları işbirliğini ciddi anlamda sorun haline getirmektedir. Hele HDP'nin masada oluşturduğu çatlak, işleri hepten yokuşa sürmektedir.

HDP'siz, bu sürecin başarıya ulaşamayacağını çok iyi bilen 'masa müdavimleri' HDP ile de aynı karede görünmemek gibi bir tezadın yakıcılığını yaşıyorlar. Neticede ruh halleri sağlıklı görünmediği gibi halka inandırıcı da gelmiyorlar. Masa sakinleri; çaresizlik, şaşkınlık ve sıkışmışlık girdabında yol alırlarken, kendilerine 'can simidi' olacak bir kulpun 'gökten' üzerlerine düşmesini beklerken, mahkeme kararı 'şıp' diye karşılarına dikiliverdi.

Bu çaresizlik ortamında, bu mahkeme kararı gece bile karşılarına çıksaydı; oldukça sevineceklerdi. Ancak güpegündüz bu kararı aldıklarında sevinç çığlıklarını daha fazla gizleyemediler. Mitinglerle, canlı yayınlarla ve masa ekibinin canhıraş bir şekilde bu süreci sahiplenmesiyle adeta bayram havasına girdiler. Bu hava, masayı ve ekibini başarıya götürür mü? zaman gösterecek. Ama kesinlikle kısa süreli de olsa, rahat bir nefes aldıklarını söyleyebiliriz.

Son hamlelerle, CHP genel başkanı; masanın adayı olarak ön plana çıkmaya başlamışken, İBB başkanının bu hamle ile 'adaylığı' kapmış gibi gözükmesi, masanın işinin ne kadar da zor olduğunu ortaya koymaktadır. 'Sevinç çığlıkları' onlara ilham verip 'doğru adayı!?' bulmalarına zemin hazırlar mı? bekleyip göreceğiz. Ancak sevinç çığlıkları atan şahsın talihinin döndüğünü söyleyebiliriz.

Aday bulmakta zorlananların 'devlet kuşu' başına konmuş bu talihlinin, adaylığını ilan etmeleri daha muhtemel gözükmektedir. Masanın denklemi buna ne kadar direnecek, içeriden ve dışarıdan dayatılan telkinler veya teminatlar ya da mecburiyetler bu sürece ne kadar dâhil olacak, 6'lı benzemezlerin hayalleri, çekinceleri ve gerçeklikleri nasıl bir tablo karşımıza çıkaracak? kısa sürede öğrenmiş olacağız.

Ama mahkemenin ceza kararına gösterilen 'sevinç çığlığı' daha uzun süre hafızalardaki yerini koruyacaktır. Bu durum siyasi bir getiriye zemin oluşturur mu? zaman gösterecektir. Ancak algı oluşturma ve bu algıyı seçime kadar sürdürme çalışmasının, operasyonel bir şekilde önceden hazırlandığı intibaı çok açık bir şekilde sırıtmaktadır.