Ülkemizde etkili bir kısım medyanın İslam düşmanlığını net olarak biliyoruz. Bu güne kadar kullandıkları kirli dil, ortaya koydukları provokatif yaklaşımlar ve elde ettikleri yalan bilgileri bahane ederek gerçekleştirdikleri alçakça saldırıları yakından tanıyoruz. İslam inancına ve Müslüman halka saldırının tek sermayeleri olduğu bu güruh; yine bir yalan haber üzerinden İslam'a ve Müslüman halka saldırma ahlaksızlığında bulundular.

6 yaşında bir çocuğun, evlendirildiği yalanı üzerinden; İslami vakıflara, cemaatlere ve toplum yararına faaliyet gösteren bilumum kurumlara adeta savaş açtılar. Pusuda bekleyen alçak bir düşman gibi; bir ihbardan yola çıkarak, herhangi bir araştırma yapılmadan ve şahısların İslami kimlikleri sebebiyle hemen suçlu ilan edildiler. Ve bütün medya kurumlarında, bunu 'İslam inancına' açık bir saldırıya dönüştürmek gibi rezil bir durum ortaya çıkarmayı başardılar.

Laikçilerin, hırsızların, şarlatanların ve kalpazanların bu saldırıyı gerçekleştirmedeki niyetlerini ta dedelerinin kudurmuşluğundan beri biliyoruz. Ancak bazı resmi zevatın, bazı parti sözcülerinin ve bir kısım medyanın bu şarlatanların açık kimliklerini ve niyetlerini bildikleri halde 'bu yalana' balıklama atlamaları oldukça manidar oldu. Hele bazı İslami kimlikli şahısların taklalar atarak bu yalan habere çanak tutması ise batıl medyanın etkisinin nasıl 'bir sihir görevi' gördüğünü de farkına varmış olduk.

"Ey iman edenler! Size bir fâsık bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa zarar verirsiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz." (Hucûrât/ 6) şeklinde, ilahi emir bizi uyarmakta ve yalan habere asla itibar edilmemesi gerektiğini bize bildirmektedir. Hele haberi yayanın şarlatanlığı ve din düşmanlığı aleni ise buna bin kere daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini unutmamız gerekir.

Söz konusu şahsın ailesinin; bu konudaki açık beyanatları ve adeta feryatları ise bu malum laikçi kalpazanlar tarafından duyulmadı bile. Çünkü ellerine bir yalan haber geçmişti, İslam ve Müslüman halka karşı kin ve nefretlerini kusmaları gerekiyordu. Bunu çekinmeden yaptılar, çünkü ne ahlakları var, ne utanacakları bir şahsiyetleri, ne de bu mağdur aile ve fertlerinden özür dileyecek kadar insani bir vasıfları vardır. Salyalarını akıtıp, yalanlarını bahane ederek saldırılarını ısrarla sürdürmektedirler.

Rahmetli Malcolm X; "Eğer dikkat etmezseniz medya, mazlumlardan nefret etmenize ve zalimleri sevmenize sebep olur." şeklinde yüzyılımızda; medyanın takla attırma, yalanı yutturma, suçsuz insanı zalim gösterme ve zalimleri de masum gösterme hokkabazlığını çok alçakça yapabileceğini bize bildirmiştir. Bugün karşı karşıya kaldığımız durum tam da bunu ifade etmektedir. Herkesin çok dikkatli olması lazım, özellikle Müslüman kimliği olanların çok daha fazla dikkatli olmaları gerekmektedir.

Her türlü ahlaksızlığı, arsızlığı ve hırsızlığı kutsayan; tacizi, tecavüzü ve tüm iğrenç sapkınlıkları hayat standartları haline getiren bu laikçi şarlatanların böyle yalan bir haberi üretme sancıları ise Müslüman halka karşı kin ve nefretlerinden balon gibi şişmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Dedeniz Ebu Cehil bu kininde helak olup gitti, sizlerin de dedeniz gibi kininizde helak olmanızı ummaktayız.

Bu yalan haber ilk olmadığı gibi son yalan haber olmayacağını da çok iyi biliyoruz. Ebu Cehil'in safındakilerin niyet ve eylemlerini biliyoruz, ancak onlarla beraber hareket etme zilletini tercih edenlerin kara yüzlerini ibretle izleyeceğiz.