Ülkemizde türünün son örnekleri bazı tipler; ömürlerinin son demlerinde, tedavülde olduğunu ispatlamak için halkın değerlerine saldırıyor. Bu Müslüman toplumda, İslami değerlere saldırmaktan başka bir sermayesi olmayan bu 'son kelaynaklar!?' bazıları ilerlemiş yaşına rağmen bu kepazeliği sergileme gayreti içerisine girmekten geri durmuyorlar.

Son olarak ilerlemiş yaşının verdiği bunaklıktan olsa gerek, bir sözde siyasetçi ama gerçekte ajan olmasından başka bir meziyetinin olmadığı bilinen 'bir dinozor' Peygamber efendimize hakaret ederek gündeme gelmeye çalışmış. Bu tiplerin tek ortak noktası bu halkın değerlerine düşman olmaları ve bu düşmanlıklarını; her gündemden düştüklerinde bir saldırı aracı olarak kullanarak gündeme gelme hedefleridir.

Bununla iki hedefi bir anda gerçekleştirme hinliğinde bulunuyorlar. Öncelikle içlerindeki İslam düşmanlığını sistematik olarak ortaya koyma çirkefliğidir. İkincisi ise bu topluma verecek hiçbir şeyleri olmayan bu tiplerin, toplum tarafından da hiçbir değer görmedikleri halde arsızca gündeme gelme hastalıklarıdır. Müslüman toplum nezdinde hiçbir karşılıkları olmayan bu tiplerin, ısrarla kin ve nefretlerini kusmaları onların seviyesizliğini gösterdiği gibi 'dışarıdan beslenme' gerçekliğini gözler önüne sermektedir.

Laikçiliği/din dışılığı hayat tarzı olarak benimsediğini söyleyen ama gerçekte İslam'a düşmanlıktan başka bir ajandası bulunmayan bu 'karanlık mihrak' elemanlarının Hristiyanlık, Yahudilik vd. dinlerle hiçbir problemlerinin olmadığı açıkça bilinmektedir. Ama ısrarla İslam'a ve değerlerine saldırmayı tek sermaye olarak gören bu zihniyetin, sistematik olarak bu saldırılarını arsızca yapmalarını ise ancak seviyesizlikleriyle açıklanabilir.

Ülkemizdeki laikçiler cehaletleriyle meşhurdurlar. Hakikate kör ve sağır oldukları yetmezmiş gibi bütün toplumun da 'kör ve sağır' olmasını ve gerçeklere sırt çevirmesini istemektedirler. Sağduyulu Müslüman toplum, bunların karanlık yüzlerini ve 'hakikate olan düşmanlıklarını' bildiği için bunlara itibar etmez ve zerre kadar da değer vermez. Değersiz ve itibarsız olduklarını bilen bu dinozor tayfası, tek sermayeleri olan İslam'ın yüce değerlerine saldırmaya çalışmaktadırlar.

Siyasetçi kılıklısından sanatçı müsveddesine, medya tetikçilerinden rantçı hırsızlara kadar; dara düşen, gündem olmak isteyen veya yapacağı hırsızlığı, ahlaksızlığı vb. pis işlerini kamufle etmek için istisnasız bu yola başvurmaktadır. Ancak diyoruz ki, dedeniz Ebu Cehil attığı bütün taklalara rağmen, bu dünyada rezilce helak olmaktan başka bir şey elde edemedi. Sizler de dedeniz gibi hem bu dünyada rezil olacaksınız, hem de öbür dünyada acıklı sonla karşılaşacaksınız.

Tarih boyunca; tevhidin ve hakikatin karşısına dikilen bütün toplumlar, şahıslar, birlikler, devletler, ideolojiler bir bütün olarak helak olma, insanlığın ulvi hafızasında mahkûm olma ve tarihin çöplüğündeki yerlerini alma akıbetinden kurtulamadılar. Allah'ın vaadi haktır. Bu hak hiçbir zaman değişmez. Kim hakikate savaş açarsa ve ona düşmanlıkta ısrar ederse; dünyada rezil olacağı gibi ahirette de en acıklı bir şekilde cezalandırılacaktır.

Ey nefsinin karanlığında debelenenler! Ahlaksızlığı ve hayâsızlığı meslek edinen zavallılar! Beşeri ideolojilerin çöplüğünde kalbi çürüyenler! Hakikate kör ve sağır kesilenler! Hayatınızda bir kere olsun Kâinatın yaratıcısı olan yüce Allah'ın emirlerine kulak vermez misiniz?