Eğitim sistemimizin, başındaki 'milli' kelimesine rağmen; 'yerli' olmadığı kesin bir dil ile ifade edilebilir. Batının dayatma ve direktifleri doğrultusunda dizayn edilen eğitim sistemi, 'milli ve yerli' olmaktan çok uzakta, tamamen bu toplumun değer yargılarına ters bir şekilde işlev görmektedir. Karma eğitim, bu sistemin merkezini oluşturmakta, buna yönelik en ufak bir itiraz ve yaptığınız bir eleştiri beraberinde infaz tamtamları çalmaya başlamaktadır.
Ülkemizdeki azgın bir azınlığın, eğitim sistemi üzerindeki caydırıcı tahakkümü hiç eksik olmadı. En üst perdeden hokkabazlıklarını, iğrenç taşkınlıklarını ve bu milletin inanç değerlerine karşı bilinçli savaşımlarını hiç aksatmadan sürdürmektedirler. Geçmişte başörtüsü üzerinde sürdürdükleri saldırı ve savaşlarını, on binlerce mazlum kızın okul okumalarını engelleyerek ortaya koydular. Okullarda namaz kılan çocukların avına, kameralar eşliğinde çıkarak ne kadar İslam düşmanı olduklarını bize ispatlamışlardı.
Dünyada, karma eğitim sistemi ciddi bir şekilde tartışılırken, birçok ülkede karma eğitim yasaklanırken ve çok sayıda ülkede bu eğitim sistemine kademeli olarak son verilirken; ülkemizde tartışılmasına dahi tahammül edilmemesi azgın azınlığın eğitim sistemi üzerindeki tahakkümünü göstermesi açısından ibret vericidir. Kimi olumlu uygulamaların, en sert şekilde cezalandırılması ve bunun bakanlık inisiyatifiyle gerçekleştirilmesi 'yerli ve milli' kelimesinin havada kalmasına sebebiyet vermektedir.
Bursa'daki, bir okul müdürünün alelacele, görevden alınması bir kez daha gösterdi ki, azgın azınlık bu eğitim sisteminin tek söz sahibi ve caydırıcı bir şekilde karar alma mercidir. Velilerin ısrarı ve okul idaresinin düzenlemesiyle kız ve erkek öğrencilerin yan yana oturtulmaması konusundaki olumlu uygulama, bu azgınları öyle öfkelendir ki, bakanlık jet hızıyla bu okul müdürünü görevden alarak, bu eğitim sisteminin tek söz sahibi bu hokkabazların hışmından kurtulmuş oldu(!?)
Oysa 'milli' olan eğitim sistemimizin, bu azgın azınlığın emelleri doğrultusunda şekillendirileceğine; milletimizin inanç değerleri doğrultusunda inşa edilmesi daha doğru olmaz mı? Halkın değer yargıları ve hassasiyetlerinin, bu azgınların emelleri karşısında hiçbir kıymeti olmayacak mı? Çocuklarımızın eğitimi daha ne zamana kadar batının çıkarları doğrultusunda ama kendi değerlerine düşman bir şekilde sürdürülecektir? Müslüman bir ülkede, İslami değerlerin konuşulacağı bir eğitim sistemi ne zaman söz konusu olacaktır?
Halkın değerlerine savaş açmış bu azgın azınlığın, eğitim sistemi üzerindeki 'tekelleri' bunca yıldır en ufak bir sapmaya uğramamıştır. İktidarın, özellikle bu konuda muktedir olamamış olması, batılıların/içimizdeki azgınların eğitim sisteminin bu milletin isteğine bırakılamayacak kadar önemli olduğunu bilmelerinden kaynaklanmaktadır. Eğitim, toplumların dönüştürülüp yeniden inşa etmede en belirleyici unsur olduğundan; halkın isteğine bırakılmayacak önemde olduğunu bilen bu azgınlar eğitim sisteminin köşe başlarını asla terk etmediler.
Bir okul müdürünün olumlu bir uygulamasını, meclis gündemine taşıyacak kadar etkili olan bu hokkabazların, 'eğitim sistemi üzerindeki tahakkümlerinden' ne söylemek istediğimiz daha net bir şekilde anlaşılacaktır. Çoğunluğun istek ve hassasiyetlerinin karşılık bulmadığı, etkili ve yetkili kişilerin halkın bu hassasiyetini değil de, azgınların yaygaralarına boyun eğerek 'doğruyu cezalandırması' ise idarenin içler acısı halini göstermektedir.
Bu eğitim sistemi yerli, milli ve halkın inanç değerleri doğrultusunda yeniden inşa edilmelidir. Karma eğitim, tartışmaya açılarak bütün olumsuz yönleriyle halka açıklanması zaruret derecesindedir. Bu milletin inanç değerlerinin belirgin bir şekilde, içinde yer aldığı eğitim sistemimiz, baştan yeniden dizayn edilmelidir.