17 Ekim Pazar günü Mevlid Kandili idrak edilecek. Mevlid Kandiliniz mübarek olsun. Bu kandili dört gözle bekleyen peygamber âşıklarına, O'nun sünnetini ihya etmek isteyen bütün müminlere ve İslam'ın adaletini bekleyen yeryüzünün tüm mustazaflarına selam olsun. Müslümanların ümit ve heyecanı daim olsun, peygamber sevdası bütün cihanı kuşatsın.

Hira'dan inerken emin adımlarla peygamber efendimiz; asırlardır küfrün ve zulmün karanlığının kapladığı yeryüzü, aydınlanmaya başlıyordu. Kullara kul olma zilleti bitiyor, Âlemlerin Rabbi olan Allah'a kul olma izzet ve şerefini insanlara müjdeliyordu. Zalim ve gaddarların zulüm saltanatları bitiyor, bütün mazlumların ve inananların kardeşliği, baharın sevindirici gelişi gibi her beldeyi ve bütün coğrafyaları kuşatıyordu.

Hira'dan inen Zat'ın ilk müjdeleriyle; asırların zulüm düzeni çatırdıyordu. Yıllardır yağmura hasret çöller gibi; kardeşliğe, adalete, güven ve huzura hasret insanlık, büyük bir heyecanla bu müjdecinin muştularına sarılıyordu. İmanla, sadakatle Allah'ın adını en gür sesleriyle haykırdılar. İslam'ın adaletinin tek reçete, O kutlu insanın yaşam biçiminin en onurlu ve en şerefli yaşam tarzı olduğunu hemen fark ettiler.

Hira'dan inerken 'emin' efendimiz; elleriyle yonttukları taş ve odun parçalarına ibadet etmenin zillet olduğunu, atalarıyla övünmenin şeytani ırkçılığını, sebepsiz yere insanların kanını dökme gaddarlığını ve insan haysiyetine yakışmayan uygulama ve fiillere, artık bundan sonrasında yer olmadığını da müjdeliyordu. Secde etmenin ve rükûa varmanın, ancak kâinatın rabbine olabileceğinin erdem ve izzetini haber veriyordu.

Hira'dan inerken şefkat ve adalet sembolü efendimiz; kişilerin ayrımcılık ve imtiyazlarının, kabile ve zümrelerin keyfi uygulama ve asabiyetlerinin, beşeri sistemlerin kofluk ve kokuşmuşluğunu, kişilerin putlaştırılmaları ve dokunulmazlıklarının ayaklar altına alındığını müjdeliyordu. Ancak Asr-ı Saadet uygulamalarının, insanlığın yaşam ve inanç biçimi olabileceğini, zaman içerisinde yaşayarak tüm insanlığa ispatlıyordu.

Hira'dan inerken rahmet peygamberi; gelecekte de ümmetinin ve bütün insanlığın ancak, İslam'ın adaletiyle huzur ve emniyet bulacağını, aldatmanın, hile ve sömürünün kökünün kazındığı, çalışanın hakkının tam olarak ödendiği, adil bir paylaşımı, alın terinin erdem ve izzetini ilan ediyordu. Kısa sürede her kesin ve her kesimin istisnasız memnun olduğu, sadece insanlık düşmanlarının nifaklarıyla karşı çıktığı adil bir düzeni inşa ediyordu.

O günden bu güne, Hira'dan iner gibi bir inançla yola çıkan bütün öncüler, İslam'ın bütün insanlığa sunmuş olduğu kardeşliği tesis etmişler, adaleti en güzel bir şekilde sağlamışlar, huzur, güven ve refah toplumunu Hira'dan inen nurun rehberliğinde sağlamışlardır. Selahaddin ve izzetli selefler; Hira'nın meşalesiyle, ümmet beldelerinin en karanlık noktalarını bile aydınlatmadılar mı?

Bu gün, Hira'dan iner gibi, bir rehbere ihtiyaç duyuyor ümmet. Hira'dan yükselen nurun engellenemez aydınlığı karşısında; beşeri ideolojilerin çürümüşlüğünü, putlaştırılmış kişi ve kliklerin ahmaklığını, azgınlaştırılmış nefsanî arzu ve isteklerin pisliğini ve insanı maneviyattan uzaklaştırmak için şeytaniler tarafından oluşturulan kanun, yönetmelik ve yasaklamaların, Ebu Cehil'in bütün yapıp ettikleriyle beraber 'Bedir Kuyusuna' atılması gibi bütün bunları kör bir kuyuya atacak bir öncüye ihtiyacımız vardır. Böyle bir peygamber varisini bize bahşet Allah'ım.

Binler salât, binler selam olsan sana ey Hira'dan inen Rahmet peygamberi!