Televizyon dizi ve programlarının, toplumun temel değerlerine yönelik açtıkları savaş tüm hızıyla devam ediyor. Bu savaş öyle bir seviyeye ulaştı ki; namussuzluğun da ötesinde iğrençlikler, normalmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. İşin en acı tarafı ise, en yetkili ve etkili kurum ve kişilerin bu kokuşmuşluğa ve melanete sessiz kalmasıdır.

Yıllardır televizyon dizilerinin bir proje şeklinde işlev gördükleri, içeriklerinin toplumun bütün değerlerine ters bir şekilde kurgulandığını ve neredeyse bütün kanalların elbirliğiyle bu iğrençlikleri büyük bir heyecanla gerçekleştirmek için yarış halinde hareket ettiklerini görüyoruz.

Yapılan televizyon programları ise dizilerden çok daha aşağılık bir şekilde kurgulanmış ve nerede işlenmiş alçakça bir ahlaksızlık ve gayri meşru melanet varsa hayatın bir gerçeğiymiş gibi ısrarla sunulmaya çalışılmıştır. Ve bu şekilde sürdürülen kokuşmuşluğa sorumluların hiç ses çıkarmamasıdır.

Bir ara, yabancı bir televizyon dizi ve film platformuna yönelik ortaya konan haklı tepki, 'yerli namussuzluk şebekesi' gibi işlev gören televizyon kanallarına gösterilmemesi; herhalde bize has garipliklerden bir tanesi olsa gerek. Oysa melanetin, namussuzluğun ve haramın yerlisi de yabancısı da aynıdır. Aynı şekilde toplumun temel değerlerine açılmış bir savaştır. Ve aynı hassasiyetle karşı çıkılarak def edilmelidir.

Etkili ve yetkili kurum ve kişilerin bu rezalete ses çıkarmamaları, sorumluluk üstlenip müdahale etmemeleri, karşı karşıya kaldıkları vebalin büyüklüğünü fehmetmediklerinin acı bir gerçeği olabilir. Ancak toplum olarak bu rezil sahnelere sessiz kalmamız, çürümüşlüğün ve kokuşmuşluğun her tarafımızı dehşetli bir şekilde sardığını göremeyecek kadar savrulduğumuzun da ifadesidir.

Ahlaksızlığın, hırsızlığın, zinanın ve adam öldürmenin bir lağım gibi aktığı bu televizyon program ve dizilerinden; kendimizi, ailemizi ve bütün bir toplumu korumak gibi bir mecburiyetimiz vardır. Onların bu haram ve kokuşmuşlukları 'saldırgan bir şirretlik' içerisinde gerçekleştirmesine karşılık bizim de daha büyük bir bilinçle ve hassasiyetle bu kanalları/kanalizasyonları televizyonlarımızdan silerek haklı tepkimizi ortaya koymamız gerekmektedir.

Haklı olarak, yabancı televizyon dizi ve programlarına gösterdiğimiz tepkinin daha büyüğünü, yerli namussuz dizi ve programlarına da göstermeliyiz. Haramın yerlisi yabancısı yoktur. Ahlaksızlığın, kokuşmuşluğun ve iğrençliğin bizden ve başkasına ait olanı yoktur. Bunların hepsi haramdır. Dinimizce yasaktır ve toplumun temel değerlerine açılmış açık bir savaştır.

Bu savaşın karşı tarafında yer alanların yerli veya yabancı olması fark etmez. Ahlaki yapımıza, ailevi değerlerimize ve toplumumuzun geleceğine kasteden bu tür düşmanların yerli ve yabancı versiyonlarının hedefi aynıdır. İnanç değerlerimizi ifsat etmek, varlık sahnesinden iddiamızı bitirmek ve başkalarının emir kulu haline gelmektir.

Bugüne kadar bu aşağılık projelerini bir bir gerçekleştirdiler. Halen ifsadi melanetlerini büyük bir saldırganlıkla sürdürüyorlar. Tepkimizi onurlu bir şekilde ortaya koyamazsak, ifsatlarına dur diyemezsek ve namussuzluklarına karşı dirayetli bir duruş sergileyemezsek daha alçakça ve daha dehşetli projelerle karşımıza çıkacaklardır.