Bir Kurban Bayramı'na daha kavuştuk. Bu Bayramın tüm İslam alemine hayırlı olmasını temenni ediyorum. Artık bayramlarımızı 'Bayram' olarak kutlamamıza tahammülleri yok. Onun için her bayram öncesi nerdeyse bütün İslam beldelerini ateşe vermeye, katliamlar gerçekleştirmeye ve bayramın manevi atmosferini yaşamaya fırsat vermeden saldırılarını sürdürüyorlar.

Kurban Bayramı yaklaştığında, müminler büyük bir heyecanla kurban kesme arayışına girerler. 'Kurban kesme' ibadetini yerine getirmek için adeta seferber oluyorlar. Ancak zalimler ve bilumum İslam düşmanları bu hevesimizi kursağımızda bırakmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Herkes Suriye trajedisinin bitmez tükenmez acısını konuşurken, sivil halka yönelik saldırı ve katliamlar durmaksızın devam ediyor. Emperyalistler leş kargaları gibi ülkeyi dilim dilim yutmanın hesabını sürdürmektedirler. Artık Suriye diye bir ülke yok, harabe haline getirilmiş ve 'talanı' tamamlanmak üzere olan bir 'virane' vardır.

Biz bu acı manzarayı izlerken, Libya ateşe verildi. Daha önceleri nispi bir durulma söz konusuyken, birden bire yangın yerine çevrildi. Tabi batılı emperyalistlerin masa başında 'bu yangını' uzun bir süredir harlamaya çalıştıklarını unutmamak gerekiyor. Tam bir iç savaş durumu ve bu savaşta her gün 'kurbanlık koçlar gibi' karşılıklı öldürülen onlarca Müslümanın acı tablosu karşımızda durmaktadır.

Zaten Filistin ve Yemen işgallerini ve buralarda yaşanan içler acısı insanlık krizlerini anlatmaya kelimeler yeterli olmaz. Karşılıklı çatışmalarda öldürülen insanların kahredici tablosu bir tarafa, Suudi ve efendisi ABD'nin uyguladığı her türlü ambargo sonucu açlıktan ölen çocukların, hastaların ve tüm Yemenlilerin tarifi imkânsız mazlumiyetlerini bu bayramda da konuşmanın acizliğini yaşıyoruz.

Şimdi de ineğe tapan Hindular, Müslüman Keşmir'e savaş açmış durumdadır. Daha önce özerk bir yapısı olan ve hemen her gün Hinduların vahşi saldırılarına maruz kalan Keşmirli Müslümanların, tüm kazanılmış haklarını bir oldu-bitti ile tamamen ortadan kaldırarak insanlık dışı karanlık yüzünü göstermiş oldu. Keşmir'in bütün dünya ile iletişimini kesen Hindular, aslında yapacakları katliamların zeminini hazırlamaya çalışmaktadırlar.

Arakanlı Müslümanların vahşi Budistlerden gördüğü zulmün aynısını ve belki de daha gaddarcasını şimdi Hindular Keşmir'de uygulamaya koydular. Türkistan'da Müslüman Uygurların, putperest Çinlilerden gördükleri katliam ve asimilasyon gaddarlığı, aslında bize şunu göstermektedir; Asyalı emperyalist putperestler, batılı kan içici emperyalistlerden hiçte aşağı değillermiş.

Anlaşılan Keşmir'in kısmı bir sakinlik içerisinde yoluna devam etmesi, kan içici emperyalistleri rahatsız etmiş olacak ki, bu bayram da bu bölgenin 'kurban' edilmesi kararlaştırılmıştır. Yüzyıllardır Müslümanların inek beslemesi, alışverişini yapması veya kesmesi Hindular tarafından yasaklanmıştır. Hemen her gün linç edilerek öldürülen Müslümanların acılı haberlerini almaktayız. Ama şimdi ise toptan bir katliam yapmak için Keşmir'i savaş alanına çevirdiler.

Kâfirlerin, putperestlerin ve bütün insanlık düşmanlarının Müslümanları 'Kurban' etmesi onların esas işi ve hedefleri olduğunu biliyoruz. Ancak Müslüman görünümlü katillerin Müslümanları kurban etmeleri/katliamdan geçirmelerini anlamak mümkün değildir. Ve bu bayramda da Müslümanların kurbanlık yerine, her tarafta 'Kurban' edilmesinin hüznünü yaşıyoruz.

Ey 'kurbanlık' olarak göz dikilen Müslümanlar! Kurbanlarımızı keselim. Bayramın esaslarından olan dayanışmayı gerçekleştirelim, paylaşmayı en ücra yerlere kadar yayalım ve kardeşliğimizi, global küfür cephesine rağmen yeniden vahiy doğrultusunda inşa edelim.

Kurban Bayramınız mübarek olsun.