Son zamanlarda artan bazı ırkçı yaklaşımlar bizi, birbirimizden ayırmaya devam ediyor. Birilerinin beslenme membaı olan ayrımcılık/ırkçılık, kardeşliğimizi ve birliğimizi yok ediyor. Birliğimizi ortadan kaldırmak ise bütün batılıların/düşmanlarımızın arzulayıp, gerçekleştirmedikleri bir durumdur.

Bu toprakların kardeşlik bağlarını sağlayan tek unsur, İslam bağıdır. Bu bağın korunması, geliştirilmesi ve hepimiz tarafından beslenmesi gerekmektedir. Ancak eskiden beri İslam'dan ve Müslümanlardan hoşlanmayan kimi yapılar ve karanlık odaklar, bölgemizde ilk kaşıdıkları şey, maalesef yine ırkçılıktır.

Normal de hiç zedelenmemesi ve olumsuz etkilenmemesi gereken kardeşliğimiz, üzülerek belirtmek gerekir ki, ilk etkilenen ve zarar gören oluyor. Hemencecik provokasyonlara gelmemiz ve ayrımcılık mikrobunu yanımızda sürekli taşıyor olmamız, düşmanlarımızın işlerini o kadar çok kolaylaştırmaktadır ki, onların özel çalışmalarına gerek kalmaksızın hemen birbirimizi boğazlamaya başlıyoruz.

Siyasilerin kullandıkları dil, yetkililerin uygulamalarında bu dil doğrultusunda hareket etmeleri beraberinde faciaları getirmektedir. Yabancılara yönelik ayrımcılıklar bir tarafa, birbirimize karşı dahi aynı ötekileştirici dili kullanmaktan ve ayrımcılığa sebebiyet veren uygulamalarda ısrarcı olunduğunu görmek insanı ürkütüyor.

İşte bundan dolayıdır ki, en ufak bir yanlış anlama ve kötü niyetli birilerinin tahriki beraberinde linç girişimlerini getirmektedir. Linçe uğrayanların, kendilerini ifade etmeye fırsat vermeden, öldürmek kastıyla saldırıya maruz kaldıklarını ve çoğu zaman facia ile sonuçlanan, toplumda derin yaralara sebebiyet veren acı sonuçları karşımıza çıkarmaktadır.

Trabzon'daki son ırkçı saldırı, İslam kardeşliğimize atılmış bir dinamit gibidir. Bu saldırıyı gerçekleştirenlerin kardeşliğimizi zerre kadar düşünmedikleri gibi, birliğimizin yok olması için gönüllü olarak fitne ateşini tutuşturan akıldan yoksun kimselerdir. Irak'tan ülkemize misafir olarak gelen şahıslara yönelik bu saldırı çok çirkin olduğu gibi, aynı zamanda emperyalizmin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bir de bu misafirlerin ülkemize yönelik yapacakları olumsuz propagandalar...

Bu ayrımcılığın ve saldırganlığın Irak'tan gelen Kürt misafirlere uygulanması, son zamanlarda çok zor durumda kalan PKK gibi kandan, gözyaşından ve ırkçılıktan beslenen bir örgüte can simidi atmak gibidir. Ne gariptir ki, bu melun örgüt ne zaman zor durumda kalsa, birileri ırkçı birtakım provokasyonlarla ve ötekileştirici dil ve uygulamalarla adeta rahat bir nefes aldırmaktadır.

Emperyalizmin, Ortadoğu ülkeleri içinde en fazla ön plana çıkardığı numara mezhepçilik ve ırkçılıktır. Bu numarayı yutan ahmakların ne halde olduklarını görüyoruz. İç savaşın ve katliamların eksik olmadığı bu yerlerden ders almayan 'kimi bizden bazı ahmaklar da' bu numarayı yutmak üzeredirler. Aman ha! Oyuna gelmeyelim. Kardeşliğimize yönelik tahrikleri ve acımasızca saldırıların farkında olalım.

Bilelim ki, biz çok zorlu bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu zorlu coğrafyada bizi bugüne kadar bir arada tutmuş ve bundan sonra da bir arada tutacak olan İslam kardeşliğidir. Bu kardeşliğe kasteden bizden değildir. Bu kardeşliği zedeleyen emperyalizmin maşası ve oyuncağıdır. Bu kardeşliğe saldıranlar, emperyalist kâfirlerin yüz yıldır uygulamaya koydukları, İslam kardeşliğimizi yok etmeye yönelik projelerini görmeyecek kadar kör olan beyinsizlerdir.

Kenan ÇAPLIK