ABD başkanı Trump, seçilir seçilmez Filistin-İsrail sorununu çözeceğine dair beyanatlar vermeye başladı. Önce 'Nihai anlaşma' daha sonra 'Yüzyılın Anlaşması' adıyla bir anlaşmanın zemininin oluşturulduğunu ve epey ilerleme kaydettiklerini dillendirerek taraflara ve özellikle Filistinlilere şirin gözükmeye çalıştı.
Şimdi de bu anlaşmanın çalıştayı yapılacakmış. Bu çalıştay Bahreyn'de gerçekleştirilecek. ABD, körfez ülkelerinin tam kadro katılmasını emir buyurmuş. Bu güne kadar yapılanlar değerlendirilecek, bundan sonra yapılması gerekenler için yol haritası hazırlanacakmış. Peki, bu güne kadar neler yapıldı?
Siyonist terör çetesi, her gün aratan bir vahşetle Filistinli Müslümanlara hayatı cehenneme çevirdi. Adım adım işgal ve ilhak politikası ile Filistin topraklarının % 95'ni ele geçirdi. Yerleşim yeri inşası bahanesiyle bütün tarım arazilerini tahrip etti. Güvenlik tedbirleri hilesiyle Filistin'in bütün yerleşim yerlerinin (şehirlerden köylere varıncaya kadar) birbirleriyle ulaşımını, iletişimini ve tüm bağlarını koparacak şekilde yüksek duvarlar inşa etti.
Filistinli Müslümanların yaşadığı her bir şehir ve her bir köy açık hava hapishanesine dönüştürüldü. Uygulanan ekonomik, siyasi ve düşünülebilecek her alandaki ambargo ile Filistin adeta ölüme terk edildi. Hastaneler ve okullar özellikle hava saldırıları ile bombalanarak eğitim ve sağlık sistemi bilinçli bir şekilde yok edildi. Çocuklar ilaçsızlıktan ve temiz su bulamamaktan bulaşıcı hastalıkların kol gezdiği alanlarda yaşamaya mahkûm edildi.
Bu arada büyük şeytan Amerika orta doğuda devşirdiği taşeronlarla Kudüs'ün tamamının Siyonistlere peşkeş çekme zilletinde bulundu. İlk adım olarak büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyarak gösterdi. Daha sonra Suriye'ye ait, ama yıllardır Siyonist işgali altında bulunana Golan Tepelerinin, aslında terör şebekesi İsrail'e ait olduğu martavalını uydurdu. Şimdi işgal ile elde edilen tüm kazanımların kalıcı hale getirilmesi ve yeni işgallerin önünün açılması için 'bir çalıştay' düzenleme gereğini duyuyorlar.
Bu antlaşmaya paralel olarak Yemen, Suudiler eliyle işgal edilerek her gün bombalanmaktadır. Suriye, bir daha 'Suriye' olmayacak şekilde tahrip edildi. Irak önce işgal edildi, şimdi de istikrarsızlaştırılarak hiçbir varlık göstermeyecek duruma getirildi. Körfez Krallıkları/Taşeronlukları haraca bağlanarak denetim altına alındı. Mısır darbeci bir kukla ile 'aşağılık bir duruma' getirildi. Şimdi İran çepeçevre kuşatılarak, varlık göstermeyecek şekilde ambargo ve savaş tehdidiyle hizaya getirilmeye çalışılmaktadır.
Bütün bunlar göz önünde aleni bir şekilde olurken, ümmetin ölüm sessizliği içerisinde başını kuma gömerek beklemesi ise ibret verici halimizi göstermektedir. Tek tük sesi çıkan izzetli insanların ve yapıların dışında, bu çaresiz bekleyiş neredeyse kimsede en ufak bir tepki bile görülmüyor. Aslında bu tepkisizlik ve çaresizlik hiçte hayra alamet değildir. Bu sihri bozacak 'bir Musa'nın asasıyla ortaya çıkma zamanı acaba daha çok mu uzaktır?
Bu güne kadar atılan adımlar ve yapılmak istenen antlaşmaların tek bir amacı vardır: Siyonist terör çetesinin güvenliğini sağlamak, ömrünü biraz daha uzatmak ve bütün bu bölgeyi istikrarsızlaştırarak kaos ve iç savaş alanına çevirmektir. Ve yine atılan bu adımlarla Filistinli Müslümanları tamamen buralardan sürmek, öldürüp yok etmektir.
Bundan sonra da yapılacak her antlaşma ve atılacak her adım; yine Siyonist terör çetesinin her isteğinin yerine getirilmesi şeklinde olacaktır. Bu çalıştay da çıkacak olan tek sonuç ta bu olacaktır. 'Yüzyılın antlaşması' diye bir antlaşma olmayacak, bir yüzyıl daha mazlumların ve Müslümanların akıtılacak kan ve gözyaşları olacaktır. Bu işe teşne olacak yerli işbirlikçilerde Siyonist çete ve katil Amerika ile aynı zilletli akıbet ile karşılaşacaklardır.
Kenan ÇAPLIK