Rahmet ayı Ramazan bütün bereketiyle devam ediyor. Cennet kapılarının ardına kadar açıldığı, şeytanların zincire vurulduğu bu mübarek ayda dahi bazı nasipsizler taşkınlıklarını sürdürmeye, azgınlıklarını artırmaya devam etmektedirler. Oruç ibadetinin arınmayı hedefleyen manevi güzelliği bile bazı taşlaşmış kalpleri yumuşatmaya yeterli olmamaktadır.

Küfür cephesinin acımasızlığını, İslam ve Müslümanlara yönelik kin ve nefretini çok açık bir şekilde biliyoruz. Ve biliyoruz ki, Ramazan ayının hürmetini tutmadıkları gibi özellikle 'Oruç ayında' saldırı ve katliamlarını artırarak devam ettirmektedirler. İslam beldelerine yönelik sistematik hale getirdikleri saldırılarını, işgal ve talanlarının İslam ve Müslümanlara yönelik düşmanlıklarından kaynaklandığını biliyoruz.

Her Ramazan ayı geldiğinde lanetli Siyonist çetecilerinin, Müslüman Filistin halkını isteyerek ve planlayarak saldırıya tabi tuttuğunu bir kez daha gördük. Daha önceki Ramazan başlangıçlarında aynı barbar saldırılarını yaptıklarına şahit olduk. Bu Ramazan ayı girmeden hemen önce yine aynı barbar saldırılarını gerçekleştirdiğine şahit olduk. Siyonist barbarların saldırıları sonucu, nerdeyse Gazze ve diğer Filistin topraklarında bombalanmayan tek bir ev bile kalmadı.

Batının ve özellikle Büyük şeytan ABD'nin tam desteğini alan bu terör rejimi barbarlıkta hiçbir sınır tanımamaktadır. Müslüman Filistinlileri katletmekte kalmıyor, uyguladığı her türlü ambargo ile hayat hakkı tanımamakta ve en ufak bir itirazda bulunan bu müslümanların evlerini yıkarak, burayı tamamen Müslümansızlaştırmak gibi bir hedefi adım adım gerçekleştirmeye çalışmaktadır.

Ancak bütün bu barbarlıklar karşısında yerli taşeronların, bırakın bu barbarlıklara karşı çıkmayı; kendileri Siyonist işgalcileri aratmayan uygulamalarla Müslümanlara eziyetin bin bir türlüsünü reva görmektedirler. İşte esas bu durum, bizim endişeye kapılmamızı gerektirmektedir. Zira küfür kâfirliğini yapmakta, yaptığı her eylemi, uygulamaya koyduğu her projeyi Müslümanları ortadan kaldırmak için yapmaktadır.

Ancak kimi Müslüman görünümlü yaratıklar, kâfirlerden çok daha gaddar bir şekilde İslam'a ve Müslümanlara yönelik her türlü zulmü yapmaktan kaçınmamaktadırlar. Yemen'i, Suriye'yi, Libya'yı, Mısır'ı ve daha birçok İslam beldesini adeta kan gölüne çevirmiş durumdadırlar. Maalesef buralarda bu zulmü ve katliamları yapanlar, Müslüman görünümlü taşeronlardır. Batılı ve Siyonist efendilerinin emrettiklerini yapmaktan başka iradeleri olmayan bu aşağılık maymunlar, Ramazan ayının hürmetini bile çiğneyerek saldırı, işkence ve katliamlarına aralıksız devam etmektedirler.

Oruç ayı gibi manevi bir dinamik bile bu kara kalplileri güncellemeye yetmedi. Bu Rahmet ayı taşlaşmış kalplerini yumuşatamadı. İbadet ayı olan bu rahmet ikliminde bile Müslüman halka açık bir şekilde saldırmayı sürdürdüler. Bu Kur'an ayında Allah'ın emirlerini değil de, batılı kâfir efendilerinin buyruklarını yerine getirme zilletini tercih ettiler.

Hele aramızda yaşayan nasipsiz şaklabanların hadsizlikleri ve oruca karşı edepsiz tavırları gün geçtikçe artmaktadır. Bu Rahmet iklimini göremeyecek kadar kör, bu ibadet ayını hissedemeyecek kadar kalpsiz, bu oruç ayında arınamayacak kadar nasipsiz ve bu Kur'an ayında ilahi mesajı duymayacak kadar sağır bu zavallıların haline ise acımaktan başka elimizden bir şey gelmiyor.

Tövbesiz, ibadetsiz, oruçsuz ve Kur'an'sız bir Ramazan ayını daha geçirecek olan bu insanlara şaşırıyor, nefsinin ve şeytanın esiri olmuş olan bu zavallı insanlara hidayet diliyorum. Tefekkür edip hakikati bulmak ve hakka tabi olmak izzet ve şerefini tatmalarını yüce Allah'tan niyaz ediyorum.