Yeni sistemin ilk hükümeti kuruldu. Yeni sistem ile beraber, herkes yeni bir ümit ile hayata başlamak istiyor. Hayaller, beklentiler ve geleceğe umut ile bakmanın heyecanını bütün bir toplum doyasıya yaşamak istiyor. Şimdiye kadar hayalleri yarım kalmış, beklentileri hemen hiç karşılanmamış ve adeta geleceği karartılmış bir ülke gördük. Ama artık bu yeni sistem ile gerçekten yenilikler görmek istiyoruz.

Devletleri devlet yapan 'adalet' konusundaki tavizsiz yaklaşımlarıdır. Adalet anlayışının hâkim olduğu devletlerin bütün iş ve uygulamaları takdir ile karşılanır ve adeta herkesin gıpta ile baktığı bir örnek belde haline gelir. Yok, eğer adalet anlayışı birinci derecede önemsenmez ve el üstünde tutulmazsa, sorunlar baş göstermeye başlar, adaletten uzaklaşıldıkça zulümler ayyuka çıkar ve o belde zulüm beldesi olarak hafızalarda yerini almaya başlar.

Hz. Ali (ra)'ye atfedilen bir söz vardır: "Devletlerin dini adalettir" bu söze bakıldığında, aslında yönetimde kim olursa olsun, ister yeni sistem, isterse eski sistem olsun, hukukun üstünlüğünün herkesçe kabul edildiği bir beldede, bütün insanlar hayatlarından memnun olurlar. Çünkü istisnasız her fert hukukun önünde eşit olduğunu ve eşit bir şekilde muamele göreceğine inanır. İşte bu anlayış insanları emin kıldığı gibi, esas itibariyle devleti de en güçlü hale getirir.

Kişilerin/güçlülerin hukuku değil de, herkesin hukuk önünde eşit olduğu bir sistemi inşa etmek de hiç zor değildir. Herkesin özlemi böylesi bir sistem iken ve hukuk istisnasız herkese lazım olduğuna göre daha ne zamana kadar hukukun üstünlüğünün söz konusu olduğu bir sistemi hep erteleyip duracağız? Adalet anlayışı güven, huzur ve barışımız için bu kadar önem arz ediyorsa, o zaman yeni sistemin ilk icraatı adil bir anlayışla hukukun üstünlüğünün sağlanması için adım atmasıdır.

Öncelikli olarak mahkeme salonlarında adaletin sağlanması için adım atılmalıdır. Bu ülkede 'hâkimler var' diyebileceğimiz bir eminlikte mahkeme salonlarına girmeliyiz. Benim hakkımı savunacak 'savcılar var' şeklinde bir güven zemininde muameleye tabi olmalıyız. 'Benim hiçbir hakkım zayi olmaz' şeklinde bütün insanlar yeni sistemde kendilerini bulabilmelidirler. Hukuk dışı hiçbir uygulama ile karşılaşmayacağım, bir yanlışım olduğunda da muhakkak hukuk yakama yapışacak, şeklinde bir anlayışın hemen yeni hükümet sistemiyle inşa edilmesi lazımdır.

Sadece mahkeme salonlarında değil, devletin her kademesinde, her kurumunda ve her işleyişinde adalet her zaman en üst seviyede yer edinmelidir. Millet hizmet aldığı her yerde adalet ile muamele görmelidir. Vatandaş her nereye işi düşerse; 'hukuk çerçevesinde işim görülecektir' şeklinde bir eminlikte hareket edebilmelidir.

Eğer adalet mülkün temeli olursa, inanın yöneticisinden en sade vatandaşına kadar, herkes hayatından memnun kalacaktır. İnsanların memnuniyetsizliği en aza inecektir. Güven ve huzur ortamı sağlanacak, insanlar barış ve selamet içerisinde hayatlarını sürdüreceklerdir. Suiistimaller ve kayırmalar ortadan kalkar, 'adalet benim hatamı affetmez' anlayışı hâkim olur. Bu da hepimizin özlemini duyduğumuz bir yönetim anlayışı değil midir?

Eğer yeni dönemde 'adalet devletin dini haline gelirse' millet kazanacak, devlet kazanacak ve bütün bir insanlığa örnek bir belde olmak gibi ulvi bir erdemi göstermiş olacağız. Yeni sistemden ilk beklentimiz ADALETTİR.