Güç sahipleri her zaman kendilerine hizmet edecek sadık kâhyalara ihtiyaç duyarlar. Çoğu zaman pis işlerini bu tip insanlara yaptırırlar. Bu kişiler da karaktersizliklerinden dolayı, bütün değer yargılarından vazgeçme pahasına 'Kâhyalıklarını' çok sadık bir şekilde yerine getirirler. Halkları arasında daha dünyada iken lanet ile anıldıkları gibi esas olarak ahirette hesaplarını Kahhar olan Allah'a vereceklerdir.

Emperyalist batı, işgal ettiği çoğu İslam beldesinde; çok sadık kâhyalar edindi. Onları besleyip büyüttü. Her türlü siyasi ve askeri desteği sağlamaya çalıştı. Karşılığında kendilerine hizmet etmesi ve çıkarlarını her şeyin üstünde görerek, gerekirse halkına karşı düşman kesilmesi ve hatta acımasızca katletmesi, nihayetinde halkın değerlerine toptan bir savaşım içine girmesini taahhüt etmesini istemiştir.

İşte son zelil kâhya Afganistan'da ortaya çıktı. Yıllarca Rus zulmü altında yaşayan ve yüzyılımızın en onurlu mücadelesiyle Rus işgalini bitirip özgürlük ve bağımsızlıklarını tam kazanacakken, bazı piyonların hareketiyle bu örnek mücadele akim bırakıldı. Bu sefer ABD işgali başladı. ABD'nin işgali, katliamları ve insanlık dışı uygulamaları, Ruslarınkini gölgede bıraktı.

Hemen her hafta ABD'nin Afganistan'da bir katliamı gerçekleşti. Bu katliamlarını yaparken de özellikle pazar yerlerini, düğün konvoylarını ve cuma namazlarını hedef aldı. Bütün bu katliamlarla bilinçli ve kasıtlı bir şekilde, can ve mal kaybının en üst seviyede gerçekleşmesine dikkat edildi. Bütün bu saldırıların her birinden geriye onlarca ölü, yüzlerce yaralı ve yıkılan, yakılan sokaklar ve mahalleler kaldı. Bilinçli bir şekilde toptan imha etme gaddarlığını güttüler.

ABD son alçaklığını Afganistan'da devşirdiği kâhyasına yaptırdı. Kur'an-ı Kerim hafızlığını bitiren 100 tane pırıl pırıl genç icazet töreni için bir araya gelmişlerdi. İşte kâfir ABD bu esnada 'kâhyasının' sadakatini denemek istedi. Ve bu icazet törenine hunharca saldırmasını emretti. Kâhya, kâfirden daha gaddarca icazet töreninin üzerine ölüm kusmaya başladı. İcazet belgesi alıp insanlara Kur'an dersi vermesi gereken bu Kur'an hafızları, şehadet belgelerini alarak Rablerine kavuştular.

Kâhyalar, mazlum Kur'an bülbüllerinin sesiyle bir şenliğe dönüşmesi gereken bu icazet merasimini, attıkları bombalarla kan gölüne çevirdiler. Geriye 100'den fazla şehit, birçoğu ağır olmak üzere onlarca yaralı kaldı. Kâhyalar kâfir efendilerine, yaptıkları zulümle sadakatlerini gösterdiler. Ama Müslümanların nazarında ne kadar da zelil olduklarını ortaya koydular. Kendi halkından ilim ehli olan masum insanları katletme zilletiyle yaşayacaklar ve Kahhar olan Allah'ın huzuruna gittiklerinde de efendileri olan kâfir ABD ile birlikte haşrolma kara yüzlülüğünü yaşayacaklar.

Kâhyalar, onurlu bir vizyonları olmadığı ve efendilerine olan bağlılıkları onların kalplerini tamamen karartmıştır. Bu dünyada kendi halklarına yönelik ve değer yargılarına uygun 'hayırlı bir hizmeti' yapma izzet ve şerefini elde edememişlerdir. Efendilerinin emirlerini yerine getiren kâhyalar ise halklarına yönelik ihanet ve düşmanlıktan başka bir şey ortaya koyamazlar. Halkına ve dindaşlarına ihanet edenler ise yeryüzünün en zelil insanları olarak tarihteki yerlerini alırlar.

Afganistan çıkmazı ümmetin büyük bir imtihanıdır. Müminlerin birbirleriyle uğraşmaları ayrı bir imtihandır. Küfür cephesinin bu İslam beldesini işgal edip talan etmesi,  harap hale getirip işgalini sürekli hale getirmesi ayrı bir imtihandır. Küfür cephesinin, devşirip kendi emellerine hizmet edecek kâhyalar edinmesi ve bu kâhyalar eliyle ümmetin mazlum çocuklarını katliamdan geçirmesi ise çok daha büyük bir imtihandır.