Her mart ayının ilk haftası geldiğinde, bazı çevreler büyük bir ikiyüzlülükle kadına yönelik methiyeler düzerler. Kadın haklarından tutun da, kadına yönelik uygulanan ayrımcılığa kadar, pek çok konuda sözüm ona hassasiyetlerini dile getirirler. Ama dönüp yaptıklarına baktığımızda ise tamamen kadın sömürüsü üzerine rantlarını kurduklarını görüyoruz.

Kapitalizmin çarklarının daha kirli dönmesi için oluşturulmuş olan böylesi günlerin, dolgu malzemesi olarak 'kadınların' seçilmiş olması tesadüf değildir. Tolumun yarısını oluşturan böyle bir kitlenin hedef tahtasına oturtulması, kapitalistlerin ne denli büyük bir sömürü çarkını oluşturdukları açıkça gözler önüne sermektedir. Biz 'kadınların gününün' kutlandığının zehabına kapılırken, aslında kapitalistlerin doyumsuz iştahlarına para aktarmaktan başka bir şey yapmadığımızı da unutmamamız gerekmektedir.

Kadınlar Günü dolayısıyla '%50-%70 indirim' etiketleri bize göstermektedir ki, aslında kimsenin kadını düşündüğü yoktur. Özellikle kapitalistler bulabildikleri her zemini para kazanma aracına dönüştürürler. Bu araçları elde ederken ve elde tutmaya devam ederlerken en ahlaksız yöntemlere başvurmaktan geri durmazlar. Bulabildikleri her metaı paraya çevirmeye ve bu parayla sermayelerini daha da büyütmek için özellikle 'kadını' bir nesne olarak kullandıklarına şahit olmaktayız.

Kadına bir obje olarak bakan ve sömürü çarklarının en önemli unsuru haline getirenler, bu çirkin emellerini kamufle etmek için böylesi günlere dört elle sarılmaktadırlar. Bu tür günleri kendileri için bir ganimet elde etme hükmünde gördükleri için; Anneler Günü, Babalar Günü ve bilmem daha ne günü?!.. adı altında bütün yıl boyunca sömürü çarklarını en üst düzeyde sürdürmek için neredeyse her haftaya bir gün tahsis etmişlerdir. Biz de safiyane bir şekilde bu günlerin gerçekten bize tahsis edildiğini zannederiz.

Ama bu günlerin evvelinde marketlerin ve mağazaların vitrinlerine ve reklam anonslarına baktığımızda, aslında bu günlerin niçin tahsis edildiği net bir şekilde anlaşılacaktır. İndirim+indirim şeklinde 'neredeyse bedava' algısıyla insanlar alışverişe zorlanmakta ve neticede fiyat etiketlerine bakıldığında aslında '%70 indirim' denildiği halde, fiyatlarda hiçbir azalmanın olmadığını aksine daha da pahallı bir hal aldığını rahatlıkla görebiliriz.

Yılda bir kere hatırlanacak olan böylesi günde, ona yüklenilecek olan anlam da, ancak yaptığı alışveriş kadar olacaktır. Diğer günlerdeki ilgili alışverişler de tam olarak yapıldıktan sonra, tahsis edilmiş olan günlerin ne anlama geldiği tam olarak kavranmış olur. İşte bizim için olduğuna inandırıldığımız bu tür günlerin, aslında cebimizi boşaltmak için ayarlanmış günler olduğu anlaşılmaktadır. Bundan daha acısı ise zihinlerimizin içinin boşaltılarak, kişiliksiz, amaçsız ve başkalarına hizmet etmekten başka bir hedefi olmayan sürüler haline getirilişimizdir.

'Bu günlerin' maddi olarak bize verdiği zararı belki anlayabiliriz. Ancak manevi olarak bizde/toplumumuzda (ülkemizde) oluşturdukları tahribat ve kimliksizleştirme faaliyetlerinin açtıkları derin yaralar tedavisi mümkün olmayan hastalıklarımız haline gelmişlerdir. Esas bizim üzerinde ciddi bir şekilde kafa yormamız gereken durum budur.

Acilen bununla ilgili, STK'ların ve kanaat önderlerinin ve toplumumuzun bekasını düşünen sorumluluk sahibi herkesin elini taşın altına koyması ve bu kültür emperyalizmine karşı ciddi bir duruş sergilemesi gerekmektedir.