15 Temmuz darbe girişimiyle FETÖ'nün ne kadar gaddar bir yapı olduğu, tam olarak ortaya çıkmaya başladı. Daha önce bu yapının acımasızlığını ve ülkeye olan düşmanlığını dile getirdiğimizde, pek kimseyi inandıramıyorduk. Ama biz, bu yapının acımasızlığı kadar, iftiracı, kumpasçı ve yalan delil üretme noktasında babaları olan emperyalistlerden daha aşağılık olduklarını da gerçekten biliyorduk.

Devlet bürokrasisi içerisinde yerleşmeye başladıkları andan itibaren, kimin ayağını kaydırmak istedilerse, ilk olarak ona iftira atmaya başladılar. Sonra türlü kumpaslarla alaşağı edip, yalan ve entrikalarla mahkeme süreçlerinden geçiriyorlardı ve 'ayarlanmış hâkimlerle' çoğu zaman cezaevlerine atıyorlardı. İşte bu yapı kendi dışındaki herkesi ötekileştirdi, iftiralar attı, yalan ve kumpaslarla itibarsızlaştırdı, nihayetinde bunu devletin resmi anlayışı haline getirdi.

Özellikle emniyet ve istihbarat teşkilatındaki hafızayı/arşivi tamamen değiştirdi. Daha önce Laikçi ve ulusalcı yani Ergenekon mantığı ile dindar halka yönelik oluşturulan arşivler bunların zamanında güncellendi. Daha gaddar bir anlayışla, yine dindar halk fişlenerek, tazelenen devlet hafızası FETÖ örgütüne hizmet edecek bir formatta oluşturuldu. Bu örgüte, hâlihazırda ve gelecekte kendisine ayak bağı olacağını düşündüğü bütün insanlar ötekileştirilerek fişlendi ve devlet hafızası nezdinde suçlu ilan edildi.

On yıllardır ulusalcı-laikçi jakoben anlayışla, devlet hafızası dindar halkı rencide edecek şekilde inşa edilmeye çalışıldı. Bu sakat anlayışın oluşturduğu acımasızlıkla Müslüman halk, bu laikçi despotlardan çok çekti. On binlerce dindar insan ya işinden edildi ya da işe alınma sürecinde bu hafızanın dayattığı anlayışla insanlar ciddi bir şekilde mağdur edilerek işe dahi alınmadı. Ve daha acısı bu kirli hafızanın etkisiyle birçok insan kovuşturmaya uğradı ve yıllar süren mahkeme süreçleriyle zulüm üstüne zulüm görmeye devam etti.

Devran değişti, FETÖ devletin merkezine oturdu. Devletin hafızasını kendisine göre yeniden oluşturmaya başladı. Bu hafızayı oluştururken, kendilerine hizmet edecek (dindar/laikçi) kişileri muteber, bunların dışında kalan herkesi düşman olarak fişlemeye başladı. Bu süre içerisinde FETÖ örgütü aleyhinde kim konuşmuşsa ve onların istekleri dışında hareket etmişse, bu insanlarla ilgili  yalan ve iftiralarla arşivler oluşturulmuş ve mesnetsiz belgelerle yeni resmi hafıza meydana getirilmiştir.

İşte son 10-20 yıldır, FETÖ tarafından oluşturulan bu kirli hafıza ile insanlar muamele görüyorlar. 15 Temmuz darbe girişimi ile bu yapının ihaneti açıkça ortaya çıkmasına rağmen, insanlar bu kirli ve sadece FETÖ`nün amacına hizmet eden hafıza ile devletteki resmi işlerinde işlem görmeye devam ediyorlar. Şu an insanların işi mahkemeye veya emniyete düştüğünde bu kirli yapının oluşturduğu arşivle işler görülüyor. Halen mahkemesi devam eden insanların, bu yapının daha önce yalan ve dolanla oluşturduğu sahte bilgi ve belgelerle adli süreçleri devam etmektedir.

Zaten daha önce oluşturulan sahte belge ve delillerle kumpaslar kurulmuş, suçsuz olduğu bilindiği halde mahkemelerin verdiği kararlardan dolayı mazlumiyetleri devam eden insanlar vardır. Onların yeniden yargılanmaları gerekirken, bu süreç başlatılmadığı gibi; FETÖ hafızası devletin resmi hafızası olarak durduğu için, yine aynı 'oluşturulmuş sahte belgelerle' benzer garabet kararlar çıkmaya devam edecektir.

Şimdi işe girmek isteyen insanlar ve ya hâlihazırda çalışan ama bir vesileyle görevde yükselmek isteyenler, yine daha önce oluşturulmuş FETÖ hafızası ile karşılaşmaktadırlar. Güvenlik soruşturmalarının dayandığı nokta FETÖ'nün oluşturduğu hafızadır. Hükümetin acilen bu konuya bir neşter vurması gerekmektedir. Devletin resmi hafızası yeniden güncellenmelidir. Bu güncelleme yapılırken dindar halkın hassasiyetleri göz önünde özellikle bulundurulmalıdır.

Bu hafıza oluşturulurken, kıstas FETÖ'cü ve ulusalcı bir sakat yaklaşımdan uzak, tamamen halkın manevi ve milli değerlerine uygun bir anlayışta olmalıdır. Zira 28 Şubat darbesinde ulusalcı-laikçi anlayışın oluşturduğu devlet hafızasının, bu ülkeye bıraktığı sadece zulüm ve gözyaşı olmuştur. Şimdi de FETÖ hain darbesinden sonra anlaşıldı ki, bu kirli yapının oluşturduğu devlet hafızası nedeniyle emperyalistlere hizmet edecek, milli ve manevi değerlerine sırtını dönecek olanların korunduğu bir durum ile karşı karşıyayız.

Acil çözüm yeni ve halkın öz değerlerini yansıtan bir hafıza/arşiv olmalıdır.