Yüzyıldır bu topluma uygulanan ahlaksızlık projelerinin bir sonucu olarak, bugün çocuklarımızı tehdit eder bir boyuta varmış acı tehlikelerle karşı karşıyayız. Batılıların bir proje olarak, cumhuriyet elitlerine emrettikleri, dini toplumun hayatından tamamen çıkarma gayretlerinin bir sonucu olarak, insanlar dinsiz bir hayatın girdabına mahkûm oldular.
Ahlak ve erdemin dini bir farziyet olduğu, insan onur ve haysiyetinin korunmasının dini bir mecburiyet olduğu İslam inanç sisteminde, zina ve cinsel saldırılar en ağır şekilde cezalandırılır. Bu saldırıların özellikle çocuklara yönelik yapılmış olması, ayrıca farklı müeyyideleri de beraberinde getirir. Dinin yasakladığı bir fiili, aynı zamanda haram olarak nitelendirmesi, hele insan onur ve şerefini zedeleyecek bir iğrençlik içermesi cezasının da çok daha ağır bir şekilde verildiği anlamına gelir.
Özellikle toplumu ifsat eden zina ve ahlaksızlık gibi fiillerin cezası ölümdür. İnsan neslinin korunması İslam devletinin asli bir görevidir. İnsan izzet ve şerefenin muhafazası toplumu ayakta tutan en önemli dayanaklardandır. İşte bunun korunması farz iken, buna yönelik bir eylem, İslam inancına göre ölüm cezasını gerektirirken, bugün ülkemizde adeta teşvik edilircesine cezasız olması elbette batılıların yüzyıldır bize yönelik yürürlüğe koydukları projelerinin hala çok etkili bir şekilde devam ettiğini görmemiz gerekmektedir.
Zinanın serbest olduğu, ahlaksızlığın ve fuhşiyatın alenileştiği, içki ve kumarın devlet eliyle yaygınlaştırıldığı bir dönemde istismardan bahsetmek düpedüz sahtekârlıktır. Basın yayın kuruluşlarında her türlü ahlaksızlık teşvik edilirken, televizyonların dizi ve filmlerinde her türlü şiddet, hırsızlık, içki kullanımı ve fuhuş bilinçli bir şekilde ve bir proje şeklinde ısrarla işlenirken, şimdi de kalkıp ahlak bekçisi kesilmek ikiyüzlülüktür.
Her kötülük haramdır. Her haram bizim gibi İslam ülkelerinde yasak olmalıdır. Birileri bir kötülüğe yeltendiğinde hemen cezasını da bulmalıdır. Bu yasaklamalar ve cezalandırmalar da dinimizin emrettiği şekilde olmalıdır. Zira büyük günahlardan olan zinanın serbest/cezasız olması, beraberinde çocuklara istismarda bulunabilecek kadar ahlaksız ve insani onurlarını kaybetmiş bazı yaratıkların da ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir.
Batılı yaşam/dinsiz bir yaşam tarzının, bizim gibi bir İslam ülkesine dayatıldığı, ancak ahlaksızlık ve hırsızlıkta 'muasır medeniyet' seviyesine ulaştığımız bugünlerde, elbette çocukları istismar edecek boyutta seviyesizliklerin, müptezelliklerin ve insan fıtratına aykırı alçaklıkların sıradanlaşması da normal hale gelecektir. Batılı yaşam tarzı biz Müslümanlar için facia olduğu gibi, müslümanların da fıtratlarına aykırı bir şekilde başkaca hayat tarzlarını yaşamak gibi bir basitliğin içine girerlerse ortaya çıkacak olan sonuç gerçek değerlerinden kopmuş bir toplum ve ahlaksızlığın gündelik yaşamamızın esası haline geldiği bir trajediyle karşılaşmış olacağız.
Bugüne kadar ahlaksızlığı yaymayı amaç edinenlerin ve içki içmeyi uygarlaşmanın seviyesi olarak kabul eden aşağılık zihniyetin toplumumuza verdikleri tahribatın acı sonuçları karşımıza çıkmaktadır. İnsanlar arasında çarpık ilişkileri yaygınlaştırmak için bütün imkânlarını kullananların, sanat adı altında zina sahnelerini dizi ve filmlerinde bilinçli bir şekilde işleyenlerin ahlak polisi rolüne bürünmeleri doğrusu çok seviyesizce durmaktadır.
Sermayesi ahlaksızlık olanların, basın yayınlarında bu fuhşiyat ve münkeratı bir yaşam tarzı olarak kabul edenlerin, bu konuda ikiyüzlüce hareket etmeleri sadece yaptıkları kötülükleri gözden kaçırmanın dışında bir anlam ifade etmemektedir. Şimdi yapmaları gereken tek şey, bu topluma yaptıkları bütün kötülükleri terk etmeleri, bütün ifsat projelerini rafa kaldırmaları ve bu halktan özür dilemeleridir. Bundan sonra da hiçbir ihanet projesinde yer almayacaklarını, zinanın yasaklanması ve her türlü ahlaksızlığın ortadan kaldırılması için insan onuruna yakışır bir şekilde çalışacaklarını duyurmalıdırlar.
Bu ahlaksızlığı yapanlara gelince, onların bu sistemde korunuyor olmaları ve herhangi bir ceza ile karşılaşmamaları onları lanet ile anılmalarını engellemeyeceklerdir. Daima şeytan ile beraber lanet ile anılacaklar ve bu halkın nazarında kin ve nefretle muamele göreceklerdir.
Kenan ÇAPLIK