Tarihe adını yazdırmış şahsiyetler, erdemli duruşları ve iyi hasletleriyle hep bir örnek olmuşlardır. Yüzyılların ta ötesinden zamanın zorluğuna, zalimlerin zulmüne, haksızların tasallutuna maruz kalmış mazlum, mahrum ve çaresizlere karanlığa tutulmuş ışık misali umud olmuşlardır.

Direniş ruhu bunlarla güçlenmiş, adalete dair ümitler onların mücadele azimlerine nazarla yeşermiş, kardeşliğin dairesi onlara varis öncüleri intizarla sağlamlaşmıştır

Bir yönüyle bütün dünyevi öncüllerden ve nefsi yönergelerden sıyrılışın basamağı olan hicretin manasına tekrar vakıf olmanın sene-i devriyesini barındırır,bir yönüyle de Allah için fedayı/ölümü genç kızın boynundaki bir gerdanlığa benzeten şehidler şahı Hazret-i Hüseyin`in şanlı direnişini Kerbela çölünden " Her gün aşura!" aşkıyla bize taşır Muharrem!

...

Suriye`de bir Beşar Esed zaliminin    zulüm klasiği,

Mısır`da halk direnişinin meyvelerini kurnazlıkla devşirmeye çalışan bir askeri konsey masalı,

Yemen ve Bahreyn`de despot emirliklere karşı izzetle direnenleri Suni cephede "Şii" diye öteleyenlerin martavalları, 

Çeçenistan`da Şeyh Şamil ve Cevher Dudayev`lerden gözlerimize ve yüreklerimize şerefli bir gayretkeşliği Ruslara bir doğalgaz muhtaçlığı içinde sislemeye çalışanların göz açıklığı,

Afganistan ve Pakistan`da cihadı kuşanmış gönül ve omuzları medya kuvvetiyle ötekileştirmeye çalışanların uyanıklığı,

İran`daki İslam devrimini karşı devrimlerle bushgate, billgate, obamagate`lerle deviremeyenlerin aba altındaki sopaları ortaya çıkarma çabası,

Filistin`in yiğit evlatlarını Hizbullah`tan aldığı yenilgi ve " Gazze Kuşatması"nın kendileri cephesinden deklare edilmese de fiyaskosuyla siyonistlerin köşeye sıkışan kedi misali ortamı tırmalaması,

28 Şubat`ın korkuyla sindirmesinden taktiksel bir dönüşümle sırtı sıvazlayan ve başları okşayan "Bakın, biz baştayız; hem çok acele ediyorsunuz, haklı taleplerinizle bizi zorda bırakıyorsunuz!" bir taktikle inançlarını yaşama arzusunda olanlara Anadolu`yu daraltanların

Ve ülkenin güneydoğusu/doğusunu materyalist bir azınlığın azgın taleplerine endeksli politika geliştirip cumhuriyetten bu yana dal budak salmış sorunları "yok sayma!" işgüzarlığına soyunanların model olma hırsları, esip gürleyip de bir türlü ağırlığını koyamayanların iç politikada efe(!) geçinmesi,

Ekonomik krizlerin pençesinde kıvranan, nazist yaklaşımlarla ırkçılığı tırmandıran, özgürlüğün/insan haklarının kaynağı yalanının büyük bir görüntüsü olup muz cumhuriyetlerine hak ihlalleri noktasında taş çıkartan bir mim`siz medeniyetin AB, ABD adıyla dev aynasındaki görüntü yanılsamasına kanıp şımarıkça dünyayı dizayn arzusu...

Bu tablo bir bütünlük içinde görülmeli ve hikmet nazarıyla izlenerek;

Nurun aydınlığına, İslam`ın kemaline, adaletin lüzumuna sevdalı/tutkun/aşık olan bizleri gaflet tozundan bir kez daha silkmeli,

Başlarımız ellerimizin arasına alınıp ahval yeniden sağlıklı gözden geçirilmeli,

Bedenlerimiz Müslüman`ların vahdetin hissettiği bu demde yüreklerimiz ve amellerimizin tevhidi sağlanarak Muharrem`e mazruf Kerbela ve Aşura mektubu iyiden iyiye okunmalıdır. Çünkü Hazret-i Hüseyin, Hazret-i Zeynep, Kerbela ve Aşura,...

Günümüz emperyalist güçlerini daha iyi tanımada ve mazlumların yanında olma noktasında Muharrem`den bizlere köklü bir miras olarak her yıl manevi yoksunluğumuza birer merhem,

Adil bir toplumun inşasına temel olabilecek direnişin dinamiğine besleyici birer gıdadır.