Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ‘Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi Eylem Planı 2024-2028’ 180 sayfadan oluşmaktadır. T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur ÖZDEMİR GÖKTAŞ’ın sunuşuyla başlayan çalışma ‘Giriş ve Genel Çerçeve, İzleme ve Değerlendirme, Ulusal Düzenlemeler, Uluslararası Düzenlemeler, Kurumsal Yapılanma, Eğitim, Sağlık, Ekonomi, Liderlik ve Karar Alma Mekanizmalarına Katılım, Çevre ve İklim Değişikliği’ başlıklarından oluşmaktadır.
Genel hatlarıyla olumlu ve dişe dokunur tespitler, öneriler ve eylem planlarından oluşan çalışma kadınla ilgili genel çerçeve ve referanslar yönüyle eksik, soyut ve umut verir olmaktan uzak kalmaktadır.
Çalışmanın başında ‘‘Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi Eylem Planı 2024-2028’in ilgili tüm taraflar tarafından oluşturulduğunu belirtmektedir.
İlgili tüm taraflar kimdir? Bu taraflar, kadına nasıl ve hangi çerçeveden bakmaktadır? Bu taraflardan konuya ilahi bakış açısıyla ve Peygamberimiz'in aleyhi selam Veda Hutbesini referans alarak yaklaşım sergileyen katılımcılar var mıdır?
Ve benzeri sorular cevap vermekten uzaktır.
Toplumun yarısını oluşturan ve diğer yarısını eğiten 'anne' başlığı ve kadın inanç konusunun olmaması ‘Kadınlar zayıf, anneler ise güçlüdür.’ Sözü bağlamında eylem planının çerçeve darlığına işaret eder.
Kadın'a bakış ve kadınla ilgili düzenlemelerin uzun soluklu ve toplumsal değerler içerme yönüyle değil dört yıllık kalkınma planlarında değerlendirilmesi eylem planı için bir sathiliktir.
Katılımcı kurumlar, genellikle Batı referanslı kurumlar ve resmi kurumlardır. Sahada güçlü bir şekilde çalışma yapan STK'lar sürece dâhil edilmemiştir. Toplumun manevi dinamikleri bağlamında Diyanet katılımcı bir kurum olarak yer almamış; sadece belirlenen çerçevede kendisine vaaz ve kurslar düzeyinde sorumluluk yüklenmiştir.
Kadın'ın güçlendirmesi/güçlendirilmesi için atıf yapılan referansların Batı, BM vb. kurumlar olması Müslüman bir toplum ve manevi kabulleri yüksek olan bir halk için uyuşmaz bir tonda olup eksik ve yetersizdir. Kadınla, kadına bakışla ve kadın haklarıyla ilgili Kur'an, Siyer ve tarihsel tecrübeler yeterli ve güçlü bir literatür ve referanslar oluşturabilir.
Aile, annelik kavramı ve evlilik kurumu gibi hayati durumlar böylesi geniş çaplı bir çalışmada vurgulanmamış. Konunun sadece 'iş, imkân, madde' üzerinden yürütülmesi manevi ve ruhi dinamiklerin işlenmemesi ne kadar sağlıklı sonuçlar verecektir?
Eylem planının 14. Sayfasında yer alan ‘Cinsiyet Ayrıştırmalı Verilerin Mevcudiyeti ve Kadın Erkek Eşitliği Eğitimleri’ başlıklarında bilinçsiz veya bilinçli bir tuzak vardır. Kadın ve erkeğin iki ayrı cinsiyet olduğu fıtri dinamikler ve yaratılış maksadı üzerinden görülmediği ve izah edilmediği sürece 'eşitlik/eşitsizlik' kavramı hep yanlış anlaşılacak, görülecek ve bunun üzerinden farklı ideolojik algılar konuyu kendi lehlerine kadın ve toplum aleyhine istedikleri yöne lastik gibi rahatlıkla esnetebilecekler… (Devam edecek)