Şu yeryüzünde insanoğlunun birbirine ettiğini en azılı düşman nefis, en sinsi düşman şeytan bile etmemiştir. Bir yerlerde doğruluk adına bir kalkış, hayır noktasında bir adım olunca hemen kötülükle beslenenlerin oraya hazımsızca dadandığını görürüz.
“Bir ayağı çukurda” derler ya, böyle birisi - Süha Özgermi- ne kadar düşünmüşse, düşünmek için nerelerini(!) zorlamışsa bilinmez ama imanı ve gayretiyle duyarlılığını ortaya koyan STK`ların etkisiyle son anda iptal edildi.
Efendim neymiş, şeytana bile kurnazlıkta taş çıkaran bu bunak herif(!), barış adına Diyarbakır`da “Dünya Medeniyetler Kraliçesi” yarışması yapacakmış ve bakın gelen haklı tepki ve itirazlar karşısında masum pozlarına yatan lağım kokulu açıklamalarına:
“Bakın çok önemli bir şey söyleyeceğim. Diyarbakır nasıl bir yerdir herkes bilsin. Bizi tenkit edenler de bilsin, bizi sevenler de bilsin. Bize kötü diyenleri de biz severiz, iyi diyenleri de severiz. Yeter ki Diyarbakır dünyada istenen, bilinen yerini alsın.”
Sanki sanırsın, herif bir iyilik meleği! O olmazsa Diyarbakır`ın kadr u kıymeti bilinmeyecek, o dikkat çekmese Diyarbakır dünyada istenen yerde olmayacak!
Diyarbakır tarih boyunca zaten haklı, onurlu ve İslami duruşuyla dünyada da Allah katında da istenen, bilinen yerini almıştır.
Diyarbakır, reel manada medeniyetlere ev sahipliği yaptığı için zaten bilinir ve kıymetlidir.
Diyarbakır, Allah Resulü`nün vefatından birkaç yıl gibi kısa bir sürede gönlünü ve kapılarını İslam`a ve imana açmakla zaten sevilir ve değeri bilinir.
Diyarbakır, bağrında Sahat Bin ebi Vakkas, Süleyman bin Halid gibi onlarca sahabeyi barındırmakla zaten 5. harem-i şerif sayılır ve mübarek addedilir.
Diyarbakır, haçlı saldırıları ve Anadolu`nun tamamına yakınının yakın zamanda işgale uğraması dâhil işgal edilmemiş haliyle zihinlere kazılıdır ve özeldir.
Diyarbakır; Şeyh Sait ve yarenlerine, Üstad Bediüzaman`a kucak açmakla bir mücahit ve âlim kent olarak haklı makamındadır.
Diyarbakır, “Peygamber Âşıkları”nı her yıl Muhammedi sevdaya konuk etmekle baş tacıdır.
…
Sayın demeye bile dilimin varmadığı saygısız kişi, sen öncellikle medeniyet diye devşirdiğin Yunan`daki tanrıları dövüştürmeleri,
Roma`daki aslanlara yem edilen insanların vahşetini,
Mısır`daki küstahlaşan Firavunları,
Hindistan`da insanları izzet ve kıymet olarak sıfırlayan kast sisteminin acımasızlığını anla ve anlat ki kastının ne olduğu iyice anlaşılsın!
Medeniyet diye bildiğin, aslında mim`i olmayan edeniyet/aşağılık kelimesidir veya tek dişi kalmış bir canavardır.
Eğer merakın, ahlaksızlığa ağa olacak, namus mefhumunu rafa kaldıracak, hayâsıyla değerli kadınları soyarak/açarak iffetten yoksun kılacak bir raddeye çıkmışsa ki ön ayak olduğun kirli girişim bunu gösteriyor, bil ki bu merakın ancak başına Allah`ın lanetini, müminlerin bedduasını, gayretkeşlerin izzetli duruşlarını ve nihayetinde cehennem ateşini bela edecek!
İlla ki, “aç”-mak fiiline meyilliysen,
Ellerini tez elden tövbeye aç!
On yıllardır bölgenin kanayan yaralarına tedavi ve çözüm yollarını aç!
Gözünü basiretle aç ki, nasıl bir uçurumun kenarında olduğunu anla!
Fitneyi açmak, aramızı açmak, sırlarımızı açmak, hayâ ve edep timsali olan kadınlarımızı açmak isteyenlerden ötürü:
“Ah Diyarbakır, Vah Diyarbakır!”