İsrail Başbakanı BinyaminNetanyahu da israildeki seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından 10 vekil gerilemesine rağmen öyle bir söz söyledi ki, neresinden tutsan bir komedi olacağı gibi tıynetinin şeytaniliğini de ortaya koyma açısından bilinmesi lazımdır.
Seçim zaferinin sarhoşluğuyla kürsüye çıkan, katliamcı ve şakşakçı zihniyetin alkışları arasında tamamen kendinden geçen Netanyahu, beş maddelik yol haritasının ilk ve en birinci adımı için şunları söyledi:
- İlk olarak bizi saran tehditlere karşı güvenliği öne alacağız. İran`ın nükleer silah edinmesine mani olacağız.
Hani derler ya; güler misin, ağlar mısın? Bizim buralarda abe havaları çok meşhurdur. Adam, her türlü işgüzarlığı sergiler, hatalar caddesinde koştukça koşar… Yaşça küçük birilerine denk geldi mi, ahkâmcı havalarına yatar.
İsrailin her karışı silahla kaplı, her vatandaşı silahlı bir militan, silah üretiminin büyük bir yekûnu kimyasal ve nükleer silaha dönük… Necip Fazıl`ın tespitiyle bir yumurta pişirmek için dünyayı ateşe verecek kadar hırsı ve zalimliği olan bir zihniyet dünyaya ayar verme havasında…
Bu mantığı bizim çok iyi tanımamız lazımdır. Yüce Allah, ayette böylesi zihniyetleri deşifre ederken “Onları yeryüzüne hâkim kılsak ekinleri ve nesilleri yok ederler” buyuruyor. Bunlar, timsah iştahıyla avlarını yerler, ardından timsah gözyaşları dökerler ve masum ayağına yatarlar.
Bu zihniyet, tıpkı Mevlana`nın Mesnevi`de bahsettiği bir hikâyedeki misalin gerçeklik boyutunda görünmesidir. Kurdun biri günlerce aç kalır ya… Takatsizliği gözüne kestirdiği öküzleri yemeye manidir. Ormandaki tehlikelere karşı bir araya gelme kurnazlığıyla öküzlerle arkadaşlık kurar. Fırsatı kolladığı her anda ise bir öküzü renginden dolayı tehlikeli ilan eder ve sırayla onları yer, bitirir. Bu kurt politikanın ve iştahın aynı yansımasını bizler büyük şeytan ABD ve onun edepsiz yavuklusu israilde birebir müşahede ediyoruz.
Afganistanı yemek ister, Talibanı ya da El-Kaide`yi bahane eder.
Irak`ı yemek ister, kimyasal silahı bahane eder.
Pakistan`ı yemek ister, mezhepsel farklılıkları öne sürer.
Somali`yi yemek ister, korsanların varlığını delil gösterir.
Mali`yi yemek ister, yerli gerillaları kendi işgaline bahane yapar.
Filistin ve Mescid-i Aksa`nın altını oyar; kendi varlık nedenine tehdit gösterir.
Suriye`yi iç karışıklıklarla güçsüzleştirir ve mazlum bir halkı zalim bir katilin insafsızlığına terk eder, Hizbullah ve Hamas kalelerini düşürmek için.
İmam Hamaney şu fetvayı gözlerinin içine soktuğu halde, şu an da -uzun zamandır bir türlü kabullenemedikleri- İslam devrimini İran`ın nükleer üretimini ısrarla piyasaya sürerek yıkma projelerine soyunmuşlar:
“İslam`da nükleer enerjiyi silah olarak üretmek ve kullanmak haramdır.” En yetkin bir ağızdan bu söylenmesine rağmen şu an sistematik ördükleri hile zahiren yavaş yavaş tutuyor ki, kirletilmiş bir “Şia” algısıyla zihinleri böylesi bir işgale veya saldırıya hazır hale getiriyorlar.
Ey ABD, İsrail ve bilumum zihniyet yanlıları ve işbirlikçileri! Sizler alabildiğine silahlanın, silah üretimi veya alımına dünya kadar ekonomi ayırın; dünyayı silahlarınız için bir deneme tahtasına çevirin! Bu meşru olsun; ama bir İslam ülkesi meşru da olsa böyle bir pozisyona büründüğü vakit ortalığı velvelelerinizle kızıl kıyamete çevirin!
Size en güzel cevap, Ahmedi Necat`ın katıldığı bir televizyon programında söylediğidir:
"Cehenneme kadar yolunuz var, iyi ki petrolümüzü almıyorsunuz!"
İBRAHİM DAĞILMA