Ramazan ayı ibadet programının zirvesi itikâfla gerçekleşir. İtikâf Allah'a Ramazan ayına şahit olduğumuzu sunmamızın adıdır. İtikâfın Nasıl olmasından çok nedeni üzerine durmak istiyorum. Zira nasıllar üzerine gereğinden fazla durup nedenleri unutmak ibadetlerin ruhunu unutturur. İtikâf, mescitte durmak ve beklemek anlamındadır. İtikâf bizlere şu üç mesajı verir: Birinci mesaj; İslam ruhbanlık dini değil Rabbani bir dinidir. İtikâf dünyadan ve insanlardan el etek çekmek değil; dünya ve insanları doğru yola çekmek, nefsi ve dünyanın kirlerine bulaşmış ruhu arındırmak için bir inziva ve köşeye çekilmektir.
 
Zira Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle demiştir: "İnsanların arasına karışıp onların eziyetlerine katlanan mümin, insanların arasına karışmayıp onların eziyetlerine katlanmayan müminden daha hayırlıdır." (Tirmizi) İkinci mesaj; İslâm'da ibadet çeşitliliği vardır. Allah Teâla bizden bütün ibadetleri bir anda ve tek şekilde yapmamızı isteyebilirdi. Ancak farklı ibadet şekilleriyle bizi her alanda eğitmekte ve her mevsime bir ibadet şekli yerleştirerek bizi tam anlamıyla terbiye etmektedir. Gâh huzurunda durmamızı ister, gâh düşmana karşı harekete geçmemizi, gâh kutsal topraklarda yürümemizi (Tavaf) ister, gâh koşmamızı (Sa'y), gâh aç ve susuz kalmamızı ister, gâh mescitte bekleyip onu anmamızı. Üçüncü mesaj; Ramazanın sonu yaklaştıkça ibadetlerde gevşememek, bilakis daha da canlanmak gerekir. Zira son günler Allah ile olan beraberliğin zirvesine ulaşma aşamasıdır.
 
Zirveye yaklaşıp geri dönmek çaba ve gayretlerin boşa gitmesi demektir. Ramazan başlangıcında bir nevi bir tohum ekeriz, sonra gün geçtikçe o tohum fidana dönüşür. Sular bakımını yaparsak fidan ağaca dönüşür, ağaç yaprak açar ve meyve verir. Ağaç meyve vermeden vazgeçer geri dönersek çabamızın meyvesinden mahrum oluruz. Peygamber Efendimiz (S.A.V) Ramazanın son günlerinde daha bir ibadete sarılır ve son on günü itikâf ile geçirip özellikle kadir gecesini bu günler içinde arar ve idrak etmeye çalışırdı. Hz. Aişe şöyle der: "Peygamber Efendimiz (S.A.V) son on gün girince geceyi ihya eder, ev halkını uyandırır, bütün ciddiyet ve heyecanıyla ibadete yönelirdi." (Sahihi-i Müslim) "Peygamber Efendimiz (S.A.V) vefat edinceye kadar Ramazan'ın son on gününü itikâf ile geçirirdi." (Kutub'us-Sitte)