CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara-İstanbul arası yürüyüşten sonra çok yorulmuş olmalı ki, uzun süredir ortalıkta görünmüyordu.

Uzun süre dinlendikten sonra yeniden sahne aldı.

“Belge canavarı”, “hesap uzmanı”, “hayallerin başbakanı” Kemal Bey, tüm kamuoyunu beklentiye sokacak şekilde “önemli belgeler açıklayacağını” söyledi. Erdoğan`ın yurt dışında bankalarda milyonlarca dolar hesabı olduğunu iddia etti.

Cumhurbaşkanı hem tazminat davası açtı hem de sert bir tepki gösterdi.

Erdoğan, “Yurt dışında hesabım olduğunu ispat et istifa ederim” diye meydan okudu.

Ve nihayet beklenen gün geldi.

Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıktı ve elindeki belgeleri açıkladı. Belgeler Man Adası'nda kurulan Bellway isimli bir şirkete aitti. Erdoğan'ın şahsına dair bir belge sunamayan Kılıçdaroğlu, bu şirketin Sıtkı Ayan adına olduğunu, Erdoğan'ın yakınlarının da buraya para yolladığını iddia etti.

Kemal Bey, grup konuşmasında şu dikkat çekici cümleleri kurdu:

Ben Erdoğan`a bir soru soruyorum, tekrar. Sıtkı Ayan kimdir tanıyor musun? Eminim benden çok daha iyi biliyorsun kim olduğunu.”

Buyur buradan yak!

Erdoğan ile ilgili iddialar silikleşti, yerine başka bir isim geldi.

Peki kim bu Sıtkı Ayan?

Oda.tv internet sitesinde ilginç ayrıntılarla Sıtkı Ayan tanıtılmış. Kısa bir bölüm alıyorum:

Sıtkı Ayan, uzun yıllar Erdoğan`a çok yakın bir işadamı olarak bilindi.

FETÖ'nün dinlediği ve sızdırdığı tapelerde Erdoğan Ailesi'nin konuşmalarında adı geçen Ayan, FETÖ'nün dinlediği isimler listesinde de yer aldı.

Sıtkı Ayan, İran için çok önem­li bir isim.

Ör­ne­ğin; sa­hi­bi ol­du­ğu Gent Elek­trik İra­n'­dan Tür­ki­ye'ye elek­trik ge­ti­ri­yor. Ör­ne­ğin; sa­hi­bi ol­du­ğu Tu­rang Tran­sit Ta­şı­ma­cı­lık A.Ş, İran ve Türk­men do­ğal­ga­zı­nı Av­ru­pa'ya ta­şı­mak için 1728 km uzun­lu­ğun­da bo­ru hat­tı in­şa ediyor. Bu iş için AKP Hü­kü­me­ti'nin ona­yıy­la dev­let­ten 11,5 mil­yar li­ra teş­vik al­dı.

Şu anda manzaraya baktığınızda ne gördüğünüzü tahmin edebiliyorum.

Mesele ne Erdoğan`ın paraları ne de ailesinin…

Mesele İran-Türkiye arasındaki ticaret ve para trafiği…

Yani Rıza Sarraf operasyonunun yeni bir versiyonu ile karşı karşıyayız.

Bu da şunu gösteriyor.

Ortadaki davulun sahibi İsrail, tokmağın sahibi Amerika; ama her ne hikmetse Kılıçdaroğlu çalıyor.

Her ne hikmetse dedik ya…

KOMEDİ FİLMİ

Batılıların komedi filmleri ile Doğulularınki arasında çok fark var.

Esprileri çok soğuk ve anlaşılmaz olduğu için nerede gülüneceğine dair “gülme efektleri” vererek izleyicilere yardımcı oluyorlar.

Filmlerini anladık da komediyi siyasete taşımaları rahatsız edici bir hal alıyor.

Mesela…

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Rusya ve İran`ın, Batı toplumlarının sağlayabileceği ekonomik ve siyasi faydaları Türkiye`ye sunamayacağını söylemiş.

Herhangi bir efekt de duyamadığımız için bir daha bakalım:

Batı toplumları Türkiye`ye ekonomik ve siyasi faydalar sağlıyormuş, Rusya ve İran bunu sağlayamazmış…

Birkaç ekonomik fayda alalım buraya:

Yüksek gümrük vergileri ile Türkiye`nin ihracatını azaltarak ekonomik fayda,

Dolar spekülasyonları ile fayda,

Silah ambargoları ile fayda…

Birkaç da siyasi fayda:

“Çocuklarına darbe” yaptırarak siyasi fayda,

Darbecilere kol kanat gererek siyasi fayda,

Uçağı olmayan DEAŞ`ı bahane ederek PYD`ye uçaksavar silahları ve anti tank füzeleri vererek Türkiye için siyasi fayda…

İran, petrol ve doğalgaz vererek, Rusya, S-400 füzeleri vererek, nükleer reaktör inşa ederek yeterli faydayı sağlamıyor.

Her neyse…

Dedim ya adamların komedi filmleri son derece soğuk.