Kılıçdaroğlu`nun Adalet yürüyüşü 25 günün ardından Maltepe`de gerçekleştirdiği miting ile sona erdi.

Yirmi beş gün katılımcıların planlı bir şekilde aralıklarla mitinge katıldığının gösterilmesi hem canlılığı hem de renkliliği ortaya koydu.

Kimi provokasyon çabalarının, tezeğe bulanmış acziyet gösterilerinin gölgeleyemediği, organizasyon açısından oldukça başarılı bir miting oldu.

Dikkat çekici şeyler de vardı.

Miting konuşmasında kapsayıcı bir dil kullanılmasına gayret edilmesi bazılarını rahatsız etti; ama birçok kesim tarafından ilgiyle karşılandı.

Siyonist politikaların gayri resmi sözcüsü gibi yazan Rafael Sadi, “Mavi Marmara şehitleri” sözüne takıldı ve bundan dolayı Kılıçdaroğlu`nu eleştirdi.

Kimileri Kemal Alemdaroğlu`na ya da Ahmet Türk`e tepki gösterdi.

Bir de Enis Berberoğlu meselesi var tabii.

Biliyorsunuz “MİT tırları” davasında Can Dündar`a bilgi ve belge vermekle ve bundan dolayı da casuslukla suçlanan CHP milletvekili Berberoğlu cezaevine kondu.

Yürüyüş, milletvekili Enis Berberoğlu için yapılmasına rağmen mitingde ondan hiç söz edilmemesi dikkat çekse de fazla üzerinde durulmadı. Nitekim kısa sürede Kılıçdaroğlu için “Genel başkan idi lider oldu” şeklinde açıklamalar yapılınca asıl niyet deşifre oldu.

Yürüyüş, Enis Berberoğlu için değil Kemal Kılıçdaroğlu içindi.

Nitekim son etapta Kemal Bey tek başına yürüdü ve liderliğini gösterdi.

Yürüyüş bitti; ama geride miting ve katılım tartışmaları kaldı.

Evet, popüler soru şu: CHP`nin Maltepe mitingine kaç kişi katıldı?

Eğer Erdoğan`a yakın biriyseniz hemen dudak büküp bir rakam telaffuz edersiniz. Muhalifseniz ağız dolusu rakamları tok bir sesle dile getirirsiniz.

Taraftarlığı anladık; ama rakamlar arasında bu kadar da fark olmaz ki!

Özgür Özel, 1 milyon 600 bin ile 2 milyon 200 bin rakamlarını söylerken, İstanbul valiliği katılımın 175 bin civarında olduğunu açıkladı.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, alanın büyüklüğünü ve tahmini katılım sayısını açıklarken “en az 1,5 milyon kişi” dedi. Harita ve Kadastrocular mesleki birikim ve tecrübelerini konuşturarak alanın ve mitingde kullanılan çevresinin toplamda 375 bin metrekare olduğunu söylediler.

Her konunun uzmanı Abdurrahman Dilipak ise miting alanının 55 bin metrekare olduğunu, bunun da en fazla 110 bin kişiyi alabileceğini söyledi.

Yarın bu konuda tecrübeli oldukları için Futbol Federasyonu ile konser organizatörleri de açıklamada bulunabilirler. Ama inanın bana onların açıklamaları da çok farklı olacak.

Rakamlar çok farklı ve bunun için bir şeyler yapmak lazım.

M. Karakaş, katılımcıların miting alanına akbil ile alınmasını önerdi. Tabii bu durumda sayı net olarak belirlenebilir; ama katılımcı sayısında dramatik düşüşler yaşanabilir. Miting öncesi dağıtılması muhtemel akbiller üzerinden yeni “makarna-şeker” metaforlarının üretilmesi eleştiri literatürüne katkı da sağlayabilir.

Ben bağımsız komisyonlar oluşturulması ve o komisyonlarda Avrupa Parlamentosundan gözlemci bulundurulmasını teklif edecektim ki, aklıma AP`nin mevcut hükümet karşıtı politikaları geldi, vazgeçtim.

Birleşmiş Milletlerden yardım istenebilir, ya da Afrika İşbirliği örgütünden…

Ama her şeyden önce “Miting Katılımcı Sayısını Tespit Komisyonu” oluşturmak lazım.