SİYASET GEMİSİ
Suriye`de masa olmadığı için kim, nerede pek belli değildi.
Şimdi masa kuruldu ve masaya Rusya, Türkiye ve İran oturacak.
Türkiye, Suudi ve Katar`ı da oturtmaya çalışıyor.
Amerika`nın dışarda kalması, Amerikan müttefiki olan PYD-YPG`nin de dışarda kalması anlamına geliyor.
Amerika, suikastlerle, kirli savaş yöntemleriyle alanda varlığını sürdürmeye çalışıyor; ama yerinin kalmadığını da iyi biliyor.
PYD`ye yaptığı vaatler vardı ve bu da PYD`yi iyice pervasız hale getirmişti.
Ama şartlar PYD`nin pozisyonunun kötü sonuçlara sebep olabileceğini hissettiriyordu.
PYD, hormonlu bir büyüme yaşamıştı ve yaşananları tam olarak okuyamadı.
Esad`ın komutanlarından biri olan Tuğgeneral Heysem Hasun, PYD-YPG ile ilgili önemli şeyler söyledi:
“Bu güçler, Türkiye'nin Suriye'ye girmesini önlemek ve terörle mücadele için kuruldu. 2011 sonu ile 2012 yılının başlarında Demokratik Birlik Partisi'ne (PYD) bağlı güçlere gönderilen askeri yardımı kendim takip ettim. Şimdi, Salih Müslim yaptığımız iyiliği unutmak istiyor. YPG'ye yapılan askeri yardımlar için Başkan Esad ve Dışişleri Bakanı'nın açıkladıkları dışında, onlara bizzat silah ve mühimmat gönderdim.”
Evet, ‘PYD, bazı sebeplerle kuruldu` ve kurucular şu anda görevinin bittiğini düşünüyor.
PYD, kantonlardan devlete uzanan hayalinden kolay kolay vazgeçmez.
Bölgede Amerikan desteğiyle herkese düşmanlık ederek siyaset yürüttüğünde herkesin düşmanlığının da sana döneceğini bilmen gerekir.
Ve Amerika PYD için Türkiye, Rusya ve Esad ile fiili bir çatışmayı göze almaz.
***
GAZ VERMEYE DEVAM EDİYORLAR
Geçenlerde HDP milletvekili Kadri Yıldırım`ın bir açıklaması medyada tartışıldı.
Ayhan Bilgen`in de “ Yıldırım`ın şahsi görüşü” diyerek eleştiri getirdiği açıklamada Kadri Yıldırım şunu söylemişti: “Anadilde eğitim hakkı ve üniter yapı içerisinde kalmak kaydıyla Kürtlere bir statü hakkı. Eğer bu iki temel hak verilirse güvenceye alınırsa ve şu anda da görüşülmekte olan anayasada da bir şekilde yerini alırsa, bizim böyle bir anayasaya ve bu anayasa gereği belki de oluşacak olan bir başkanlık sistemine hayır dememiz için hiçbir neden yoktur"
PKK ve HDP`ye gaz vererek çözüm sürecinin bozulmasını sağlayan “Türk solu” bu üsluba tahammül etmiyor. HDP üzerinden hiç görmedikleri bir kitle ile iletişime geçmenin haz ve coşkusuyla heyecana kapılıyor ve HDP`nin de bu hava ile siyaset yapmasını istiyorlar.
Baskın Oran bu solculardan biri.
Önce Kadri Yıldırım`ın muhafazakâr tepkisini iğneliyor sonra atışa başlıyor:
“Daha önce de partili arkadaşlarına LGBTİ`yi destekledikleri için karşı çıkmıştı. Fezlekesi olan 55 HDP milletvekilinden bir tek o gidip ifade vermişti. Ama bu sefer durum daha tatsız. Bunlar epey vahim sözler. Hem mantık, hem teori, hem siyaset açısından.”
Başkanlık sisteminin felaket olacağını iddia ediyor.
Öcalan`ın da bir dönem Başkanlık sistemine onay verdiğini; ama Amerikan ya da Rus sistemini önerdiğini söylüyor Baskın Oran ve bu arada Rusya`da Putin`in “tek adam”lığını görmezden geliyor.
Yazıyı biraz daha okuduğunuzda aslında neyi istediğini görebiliyorsunuz:
“7 Haziran seçimleri öncesi Hakkâri milletvekili Adil Zozani de başkanlık rejimini destekler olmuş, Selahattin Demirtaş`ın 7 Haziran`da büyük oy toplayan “Seni başkan yaptırmayacağız” tutumuna karşı çıkmıştı.”
Baskın Oran, “direnin” diye gaz veriyor.
“Siz hapse girin, ölün, memleketi terk edin; ama uzlaşmaya yanaşmayın” demek istiyor.
Ve maalesef hala HDP siyaseti “gaza geldiğini” anlayacak siyasi olgunlukta değil.