CHP Sözcüsü Faik Öztrak, AK Parti eski Milletvekili Resul Tosun'un laikliğin ya doğru dürüst tanımlanması ya da Anayasadan çıkarılmasına ilişkin önerisiyle ilgili açıklama yapmış. Öztrak şunları söylemiş: "Anlaşılan kendisine bir görev verilmiş. Şu anda milletin gerçek gündemini karartmak üzere başlatılan spekülasyonda ona da bir rol biçilmiş. Şunu açıkça ifade edeyim. Milletin gerçek gündemi bu tartışılan konular değildir. Bu milletin gerçek gündemi işsizliktir, pahalılıktır, yoksulluktur."

CHP’nin ekonomik sorunlar çerçevesinde hükümeti doğru yerden eleştirmeye başladığı bir gerçek; ama bunun ne kadar süreceği belli değil.

Alttan alta “Atatürk de Atatürk” ya da “laiklik de laiklik” diye kıvrananların olduğu; ama “şimdilik” seslerini çıkarmadıkları biliniyor.

En azından seçimlere kadar sabretmeleri istenmiş büyük ihtimalle.

Ama bazıları yine de dayanamıyor.

Mesela Zafer Arapkirli şunları yazdı:

“Başta laikliğe sahip çıkmak, bu mücadelede “aman, 3-5 mütedeyyin oyu ürkütmeyelim” kaygısına kapılmadan sahip çıkmak, CHP’nin öncelikleri arasına girmelidir.”

Öyle görünüyor ki, bazı Kemalistler ciddi biçimde korkuyor.

Laiklik ve Kemalizm konusunda belli aralıklarla “iman tazelenmezse” kötü sonuçlarla karşılaşma ihtimali olabilir.

Ya camiye siyasi amaçlarla gitmeye başlayanlarda da sahici bir dönüşüm söz konusu olsa, o zaman ne olacak?

Siyasi amaçlarla Anıtkabir’e gidenlerde bir süre sonra itikadi anlamda Kemalizme kaymalara şahit olunduysa diğeri neden olmasın.

 

LAİKLİK HASARI

Laiklikten devam edelim.

Konu yine Resul Tosun’un açıklaması…

Bahçeli laikliğin kaldırılmasını talep edenlere; hastalıklı ve hasarlı zihinliler ithamında bulundu.

Birkaç soru soralım MHP Genel başkanına..

Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce laiklik yoktu bu memlekette. Hatta son zamanlar hariç “Anayasa” bile yoktu. Mecelle bile 1870’lerde hazırlandı.

Bir önceki dönem TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın yeni Anayasa konuşulurken söylediği şu sözlere Bahçeli’nin bir cevabı olacak mı?

"Laiklik bir kere yeni Anayasa'da olmamalıdır. Dünyada üç Anayasa'da laiklik var. Fransa, İrlanda, bir de Türkiye... Tarifi de yok. İsteyen, istediği gibi bunu yorumluyor.”

Yani şimdi Anayasalarında laikliğin olmadığı ülkeler “hastalıklı ve hasarlı zihinliler” mi oluyor?

Sadece Fransa, Türkiye ve İrlanda mı sağlıklı?

Peki laikliğin hasar verdiği zihinlere, yaşamlara, dönemlere ne diyeceğiz?

Anayasadaki laikliği gerekçe göstererek faşizmin zirvesini insanlara yaşatanlar çok mu sağlıklı zihinlere sahip?

Neyse…

Bir “la havle” çekip diğer konuya geçelim.

 

LAİK CHP’NİN DİYANETÇİSİ

Bazıları “Laiklik tartışmalarının” merkezine Diyanet İşlerini ve başkanını yerleştirdi.

Barış Yarkadaş, şunları yazdı:

“AKP ve MHP tek umut olarak Diyanet’e sarılıyor. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş,  AKP’nin eş sözcülüğü görevini bile aşarak Cumhur İttifakı’nın hem yeni ortağı hem de sözcüsü  haline geldi. İktidarın neye ihtiyacı varsa o konu hakkında konuşan ve toplumu ikna etmeye çalışan Erbaş’ın başında olduğu kurum, ‘’AKP – MHP – Diyanet İttifakı” yani ‘Cumhur – D’ olarak bile nitelenebilir.”

Her zaman tutarsız ve saçma açıklamaları ile gündeme gelmiş olan Barış Yarkadaş’a ben değil de Mehmet Doğan cevap versin.

“Cumhuriyetin Tarihine Giriş” kitabının yazarı Mehmet Doğan, sosyal medyada kitabından şöyle bir paylaşımda bulunmuş:

“Hangi Diyanet İşleri Başkanı parti teşkilatına böyle bir yazı gönderdi?

“Kazanız dahilinde bağımsız adaylık koymak teşebbüsünde bulunanlar veya adaylık koyarak partimizin başarısı aleyhinde faaliyet (gösterenler) hissolunursa sür’atla haber verilmesi!”

Cevap: Rifat Börekçi, yıl 1931!”

Kafası karışanlar için kısa bir izahatta bulunayım.

Yani dönemin Diyanet İşleri başkanı aynı zamanda “tek parti”nin faal bir üyesidir ve bunu hiç de gizleme gereği duymamaktadır.

 

YERLİYE BAK!

Beşşar Esed’i Kremlin’de ağırlayan Rusya Devlet Başkanı Putin, “yabancı askerler Suriye hükümetinin önünde engel” demiş.

Espri yapmış olmalı Putin.

Suriye’de yabancı asker mi var?

Ruslar, İranlılar, Lübnanlılar, Afganlılar yabancı sayılmıyor demek ki.

Ruslar’ın haricinde diğerleri “asker” sayılmıyor mu dediniz?

Amerikan askerleri de var sahi.

Türkiye de Rusya ve İran ile yapılan “anlaşma çerçevesinde” asker bulunduruyor.

Türkiye, sivilleri koruma gerekçesini ileri sürüyor, Amerika PKK’yi korumak ve petrol bölgelerini kontrol etmek için asker bulunduruyor.

Küçük de olsa Fransız ve İngiliz özel kuvvetleri de var.

E o zaman Putin “yabancı asker” derken kimi kastetmiş?