İBB sözcüsü Murat Ongun, bir portreye milyonlar verilmesine itiraz edenlere okkalı bir cevap vermiş: “2016'da dizi için 22.5 milyon liralık sponsor yapmış İBB iştirakleri, o gün israf olmuyor da bizimki neden israf?”
Cevap okkalı olmasına okkalı da bir miktar da çelişki barındırıyor.
Ongun’un sözünü ettiği dizinin ismi 'Kut'ül-Amare Mehmetçik'…
Bu dizinin birçok ülkede gösterildiği biliniyor. Yani belki de başka ülkelere satışından dolayı masrafını da çıkarmıştır, bilemiyorum.
Yani o dönem İBB, yaptığı katkıyla hem bir dönemin unutulan önemli bir tarihi olayını gündeme taşıdı hem de aslında ticari bir faaliyette bulundu.
Kaldı ki, masrafını İBB karşılamadı, İBB masrafı karşılayanlar arasındaydı.
Hepsi bir yana…
İmamoğlu ve ekibi “israfı önleyeceğiz” diye bas bas bağırarak seçimlere girmedi mi?
Önceki İBB yönetimi diziye katkıda bulunarak “israf kataloğuna” sadece yeni bir şey ekledi.
Şimdi Ongun’un cümlesinin sonuna bir daha bakın: “… o gün israf olmuyor da bizimki neden israf?”
-Siz o dönem yapılan harcamayı israf olarak görmüyorsanız neden “israf dönemi bitecek” diye bağırdınız?
-İsraf olarak görüyorsanız bu size de israf yapma hakkı mı tanıyor?
ÖRTÜ YASAĞINI CHP KALDIRMIŞ
Eskiler “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” demişler. Yani kısaca “insan unutkandır” demek istemişler.
Kimileri de bu unutkanlıktan faydalanmak, insanları kandırmak ister.
Tıpkı şeytanın yaptığı gibi.
YKS sonrası bir kadın öğretmenin paylaşımı ve yapılan yorumlar bana düşündürttü bunları.
Şöyle diyor paylaşımda: “10 yıl önce zorla başımın açtırıldığı sınavda bugün başım kapalı gözetmenlik yaptım.”
Buna kendini akıllı sanan bir “embesil” şöyle yorum yapmış: “Ya AKP başörtüsü düşmanı ya da … salak.”
Kendince bir hesap yapıyor bu çokbilmiş ve “2010’da AKP iktidarda olduğuna göre” diyerek bu sonuca varıyor.
“Çocuktur, 10 yıl öncesini nereden hatırlayacak?” diyeceğim; ama bu çokbilmiş 50 yaşın üstünde biri.
Daha fecaat olanı ise CHP milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun bu yoruma yaptığı yorum: “İkisi de değil; başörtüsü sorunu 2010’da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı olduktan sonra çözüldü.”
Estağfirullah…
Yine bir şeyler hatırlatmam gerekecek.
Başörtüsü yasağının resmen kaldırıldığı tarih Ekim 2013’tür.
Hükümet iktidardı; ama muktedir değildi. Defalarca darbe tehditleriyle karşı karşıya kalmış, muhtıraların muhatabı olmuştu.
Buna bir örnek vereyim:
“30 Kasım 2007'de lise öğrencisi Tevhide Kütük, ödül töreninde başörtülü olduğu için Kozan kaymakamı ve garnizon komutanı tarafından kürsüden indirildi. Dönemin başbakanı Erdoğan, hiçbir şey yapamadı ve ancak aileye telefon açarak, “üzülmeyin, bu haksızlıklar bir gün mutlaka bitecek” diyebildi.”
AK Parti hakkında açılan kapatma davasının en önemli gerekçelerinden biri de “Üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılması” için yapmaya çalıştığı düzenlemelerdir.
Gelelim Bekaroğlu’na…
AK Parti ve MHP’nin yaptığı düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne götürerek iptal edilmesi için başvuran kişi CHP grup başkan vekili Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Başörtüsü yasağı konusunda yanlış yaptık, sana ne kardeşim milletin başörtüsünden” şeklindeki özeleştirisinin tarihi 2019’dur. Yani başörtüsü 2015’te yargıda, 2016’da poliste ve 2017’de TSK için serbest olduktan sonra…
“Bekâra karı boşamak kolay” sözünü duydum da “soyadın Bekaroğlu olduğunda sınırsız çarpıtma hakkın var” diye bir söz duymadım.