Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sigarada artan vergilerle ilgili konuşmuş: "Biz, sigara müptelası olan vatandaşlarımızı çok seviyoruz. İstiyoruz ki, sigara fiyatlarını artıralım belki yavaş yavaş kaçarlar diye düşünüyoruz. Fakat yine de kaçmıyorlar nedense. Ama biz yine vergiyi sigaraya bindireceğiz."

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Erdoğan’ı eleştirdi ve şunları söyledi: "Tiryakinin Sayın Erdoğan'ın elinden çektiğini kimse çekmemiştir. Şu anda içtiği 20 sigaradan 18'i vergiye gidiyor. Adam tiryaki, yükleniyorsun vergiye."

Aslında Erdoğan da Öztrak da halkın menfaatini düşünüyor öyle değil mi?

Erdoğan halkın sağlığını, Öztrak ise cebini düşünüyor.

“Ortada dünya kadar sıkıntı var, vatandaş sigarasını da tüttürmesin de dertlerini içinde mi biriktirsin” demek istiyor Öztrak.

Malum hemen her şeyde, özellikle de gıda fiyatlarında nedense enflasyona hiç yansımayan anormal yükselişler var ve bu durum ev ekonomisinin büyük açıklar vermesine neden oluyor.

İşte bu yüzden iktidarıyla, muhalefetiyle siyasilerimiz halkı düşünüyor.

Meseleyi sadece sigara üzerinden okumayın lütfen.

Çok yemek de zararlı, biliyorsunuz.

Kırmızı ete üst üste gelen zamlardan anlıyoruz ki, Sayın Cumhurbaşkanı “cumhurun” şeker, kolesterol, obezite ve yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklardan kurtulmasını istiyor. Kırmızı et zararlı, biliyorsunuz.

Halkın bol bol su içmesini istiyorlar.

Bakın Ekrem İmamoğlu % 40 indirim yapacağını söyledi, Belediye meclisindeki AK partililer “Halkın su içmesi lazım, o yüzden bu yetmez” diyerek % 50 indirim uyguladılar.

İnsanlar markete gittiklerinde eskiden 100 TL’ye birkaç poşet dolusu alabiliyorlar ve böylece bunu taşımak için bellerini incitiyorlardı. Şimdi 100 TL’ye çok daha az şey alınabiliyor ve beller rahatlıyor, fıtıklar azalıyor.

Daha az unlu mamuller, daha az atıştırmalıklar, daha az temizlik ürünleri…

Ne mutlu sağlıklı Türkiye!

Ha bu arada daha az ürün alınması zincir marketlerin kârında da bir azalmaya neden olmuyor.

Aynı paraya daha az ürün sattıkları için onlar “daha çok kâr” ediyor ve daha mutlu oluyorlar.

 

ÇATAL KAŞIK VE İRONİ

Mahsun Kırmızıgül, Trump’ın ABD’de George Floyd’un polislerce öldürülmesiyle başlayan protestolara ilişkin yaptığı açıklamasını alıntılayarak, “Kilisede şarapta içmişler mi?” ifadesini kullandı.

ABD Başkanı, “Şiddet olaylarına ANTIFA ve diğer radikal örgütler öncülük ediyor” demişti.

Önce şunu belirteyim. Bir-iki film çektikten sonra “Beyaz Türk” yakıştırmasıyla “Fellini Mahsun” denilen bu türkücü beyefendinin “şarapta” kelimesinde “de”yi hem yanlış hem de bitişik yazmasına bilerek karışmadım.

Neyse…

Kendince ironi yapıyor.

Gezi olayları sırasında camiye ayakkabılarıyla girenleri ve etrafta bulunan bira kutularından dolayı eylemcileri eleştirenlere aklınca laf sokuyor.

Otur oturduğun yerde Mahsun!

Şimdi birileri de çıkar ve Ahmet Kaya “Kürtçe müzik yapacağım” dediği için linç edilirken alkış tuttuğunu, ona çatal kaşık fırlattığını fotoğraflarıyla sana gösterir de “ben o sırada tuvaletteydim” yalanın iyice bir çöker, apışıp kalırsın.

Ha, bir de şu var.

Kilisede zaten şarap içiliyor.

İroni için biraz bilgi lazım, yoksa kamuoyu gözünde trajik bir hal alıyorsun.

Öyle değil mi Fellini?

 

BU HAYAT BÖYLEDİR DOSTUM

CHP'li Muharrem İnce isyanlarda: "Bir tv kanalı bana bir ayıp etmiş, terk etmişim orayı. Partiyi yönetenler niye kınamıyorsunuz bunu, ben sizin Cumhurbaşkanı adayınız değil miydim?"

Vah Muharrem İnce vah!

Bir türlü gerçek hayata dönemedi.

Köprünün altından çok sular aktı; ama farkında değil.

Yeni Cumhurbaşkanı adayı olarak, Mansur Yavaş’ın, Ekrem İmamoğlu’nun, Abdullah Gül’ün isimleri geçiyor; ama bu arada kimsenin bir kez dahi “Gel bakalım Muharrem”i dillendirdiği yok!

Eski ve başarısız olanlar unutulur, bu bir vakıadır.

Sanırım şöyle bir şarkı vardı:

“Bu hayat böyledir dostum/ Yaşanan gün mazi olur/ En değerli hatıralar/ Bir gün gelir unutulur.”

Mesela pek kimse Ekmeleddin’i de hatırlamaz.

Kemal Bey senden kurtulduğu için son derece memnunken bir de senin ismini gündeme getirip sana puan mı kazandırsın?

Unutmadık, sen de unutma!

Sen CHP’nin cumhurbaşkanı adayı idin ve aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nun kurultaydaki rakibiydin.

Ama kaybettin!

Kaybettin ve seni destekleyenlere yeni bir hedef çizemediğin, umut veremediğin için ya sindiler ya da parti içindeki diğer klikler tarafından tasfiye edildiler.

Bilmem anlatabildim mi?