SİYASET GEMİSİ: Şaşırmana Gerek Yok

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Rahmi Turan’dan dert yanmış:

“Benim henüz dünyaya gelmediğim 1957 senesinde gazeteciliğe başlamış. Bâbıâli’de her türlü makama gelmiş. Asparagas haberlere imza atmış. Tiraj başarıları kazanmış. Görmüş geçirmiş biri yani...

İnsan biraz durulur, biraz ağırbaşlılık kazanır, biraz bilgeleşir değil mi?

Ne gezer!

Tam tersine...

Yaşına başına hiç yakışmayacak şeyler yapıyor.

Mesela benim hakkımda “Başkasının sevgilisine göz koyduğu için fena halde dayak yedi” şeklinde bir iftirayı tasarlayabiliyor.

Sonra da tasarladığı bu iftirayı, “İleri gitme, sana işte böyle kara çalarım” diye gözümü korkutmak için bana mail olarak iletebiliyor.

Bu yaşta, bu deneyimde bir adamın...

Çamur atmaya meyyal böyle bir muhayyileye sahip olması karşısında çok ama çok şaşırdım.”

Siz son cümlede Ahmet Hakan’ın “çok ama çok şaşırdım” sözüne inandınız mı?

Açık söyleyeyim ben inanmadım.

Aslında Ahmet Hakan, “mahallesindeki” medyanın en önemli işlerinden birinin “özel hayat” deşifresi olduğunu, magazin denilen kültürün de “dedikodu, yalan ve iftira” diye üç basamağı bulunduğunu çok iyi biliyor.

Evet, Ahmet Hakan!

Rahmi Turan, sizin mahallenin en prestijli gazetecisidir. Ve prestiji de yüksek tirajlı gazeteler yönetmekten çok “sizin mahallenin” iç içe geçmiş ilişkiler ağını iyi bilmesindendir.

Sizin mahallede bazılarını fazla kızdırmaya gelmez.

  1. Turan, sadece çıplak kadın fotoğrafları basan Tan gazetesi değil, Hürriyet ve Sabah gazetelerinde de yazarlık ve yöneticilik yapmıştır. Aydın Doğan için Meydan ve Gözcü gazetelerini çıkarmış, Dinç Bilgin için Sabah, Asabi ve Bugün gazetelerini çıkarıp yüksek tirajlara ulaştırmıştır.

Rahmi Turan seni tehdit ediyorsa korkmalısın Ahmet Hakan! Hele tam da yeni yeni “Genel yayın yönetmenliği” koltuğuna ısınıyorken “ipliğinin pazara çıkması” sana zarar verir.

HIRSIZLIK DEĞİL Mİ?

Yeni kurulan ya da kurulması için hazırlıklar yapılan partiler konusunda AK Parti tedirgin, muhalefet ise büyük bir sevinç içinde.

Akşener bunu göstermekten çekinmeyenlerden.

"Yeni partilerden birinin genel başkanı sizden 20 milletvekili isterse, verir misiniz?” sorusuna Meral Akşener'in yanıtı şöyle olmuş:

"Biz böyle bir yoldan geçtiğimiz için elbette evet derim.”

Evet, öyle bir yoldan geçmiş.

İyi Parti seçime girmeden 15 milletvekili transferiyle grup kurmuş Nisan 2018’de.

Sadece 20 vekille grup kurmamış, aynı zamanda Meral Akşener’i cumhurbaşkanlığına aday göstermiş ve 25 milyon hazine yardımı almaya hak kazanmıştı.

Evet, seçim yok, oy yok, hileli bir transfer ile 20 vekile ulaşınca 25 milyon hazine yardımı…

Yandaşa ihale vermek suç, eğitim amaçlı çalışan vakıflara ödenek ayırmak kayırmacılık; ama seçime girmeden 25 milyon almak dürüstlük öyle mi?

Efendim “seçime girseydim zaten bu parayı almaya hak kazanırdım, şimdi aldıysam ne olmuş”…

Ama seçime girmeden kağıt üzerinden “anlaşmalı” bir transferle aldın.

Şimdi biri kalkıp da hak edilmeden alınan bu para için “aleni hırsızlık” dese yanlış mı olur?

İşte Akşener, yeni partiler için böyle bir “fedakârlığa” hazır olduğunu söylüyor.

Şimdi top Davutoğlu’nda.

“Mal varlığı araştırılsın” diyerek “hırsızlık” imasında bulunmuşken, şimdi “aleni hırsızlık” teklifi karşısında ne yapacak?

DİPLOMASI VARMIŞ

Ahmet Davutoğlu ve bir kısım “AK Parti küskünü” parti kuruluşlarını ilan ettiler.

Partinin en genç Kurucular Kurulu Üyesi İsmail Günaçar, basın mensuplarının sorularını yanıtlamış.

17 yaşında ABD'de lisans bitirdiğini ve 19 yaşında da master yaptığını söyleyen Günaçar, işletmeci olarak çalıştığını söylemiş.

Günaçar, 'Davutoğlu'nun Erdoğan'dan farkı sizce ne olacak?' sorusuna "Davutoğlu bilime önem veren birisi, en azından diploması var kendisinin.”

“Dakika bir gol bir” diyen çok kişi vardır sanırım.

Ben ise kirli ve hatta mide bulandırıcı siyasetin, belden aşağı vurmanın, intikamdan başka bir şey düşünmeyenlerin alana çıkışı diye düşünüyorum.

Çok değil bundan üç buçuk yıl önce…

Mayıs 2016’da yaptığı konuşmada şunları söylemişti A. Davutoğlu:

“Umudunu AK Parti'ye bağlayan milyonlar da merak etmesin. Nefsimi ayaklar altına alırım. Bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim ama asla bu kutlu hareketteki hiçbir dava arkadaşımın kalbini kırmam. Dünya mazlumlarının tek umudu olan bu AK hareketin zarar görmesine, bu AK yürekli kadroların üzülmesine asla izin vermem"

Parayla kalem oynatan, sosyal medya trollüğü yapanların dün yere göğe sığdıramadığı Ahmet Davutoğlu için bugün Fetöcülükten, İngilizlerin adamlığına kadar söylemediği şey, yapmadığı suçlama yok, biliyorum.

İyi ama siz o “kiralık kalemleri” suçlarken onlarla aynı dili kullanırsanız dürüstlüğünüze kim inanır?

Hatta açık söyleyeyim:

Hiçbir projenizin olmadığı, sadece intikamcı hislerle alana çıktığınız yönünde söylenen sözleri doğrulamış olursunuz.