Siyaset sahnesi her zamanki gibi kirli ve karanlık.

Kimin sesi fazla çıkıyorsa, kim cazgırlık yapıyorsa onun dedikleri gündem oluyor.

Adaletmiş, gerçeklermiş, geçin bunları!

Basından bir haberle somutlaştıralım:

“Maltepe Belediyesi ile Avcılar Belediyesi, pek çok kamu kurumunun su almayı bıraktığı “Hamidiye Su” ile anlaşma imzaladı.

CHP’li Maltepe Belediyesi, Hamidiye Su kullanacağını duyurarak şu açıklamayı yaptı: "Maltepe Belediyesi’nin iştiraki olan MATAŞ A.Ş. ile İBB bünyesindeki Hamidiye Su’nun ana bayisi olan SÜMTAŞ Gıda ile yapılan anlaşma gereği Maltepe Belediyesi artık hizmet binalarında Hamidiye Su kullanılacaktır."

Bazı kurumlar Büyükşehir Belediyesi CHP’ye geçtikten sonra belediyeye ait olan “Hamidiye su” ile olan anlaşmalarını yenilemediler.

Bir kesim hemen “ambargo” uygulandığından söz etti ve bunun ahlaki olmadığını iddia etti.

İsterseniz yukarıdaki habere bir daha göz atın.

İki belediye “artık” Hamidiye su alacakmış.

Demek ki iki CHP ilçe belediyesi “şimdiye kadar” ambargo uygulayıp bu suyu almıyormuş!

Siz belediye size geçtiği için “artık” bu suyu alacaksınız ve bu normal de belediyeyi kaybettiği için “artık” almayacak olanların yaptığı neden normal değil?

Bu soruda bir anormallik yok öyle değil mi?

***

Esad, savaş esnasında kaybedilen tüm bölgelerin geri alınacağını iddia etmiş ve Erdoğan hakkında şöyle konuşmuş: “Erdoğan bir hırsız. Fabrikalarımızı çaldı, buğdayımızı çaldı, IŞİD ile ortaklık yaparak petrolümüzü çaldı. Şimdi de toprağımızı çalıyor.”

Bunlar kendini Suriye’nin sahibi olarak gören bir zalimin sözleri.

Halkın hak ve adalet taleplerine silahla karşılık veren, saltanatını korumak için kadın çocuk demeden yüzbinlerce insanı katletmekten çekinmeyen; ama Siyonist çeteye karşılık vermekten bile aciz olan bir zavallının sözleri…

Zalim; ama aynı zamanda yalancı ve ikiyüzlü!

Petrolünü ve elektrik santrallerini ele geçirip kullanan Amerika ve karadaki müttefikine bu minvalde bir söz söyledin mi?

***

Emekli Tuğamiral Türker Ertürk, Suriye ve Pkk ile ilgili tartışmalara sebep olan bir açıklama yapmış. Bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada Pkk ile ortak paydasını da dile getirmiş: "O bölgede radikal İslami örgütler olacağına iyi ilişkilerimizi geliştireceğimiz güçlü merkezi otoritenin egemen olduğu federatif bir yapı içerisinde Kürtler olsun daha iyi. Laik yapısını da zaten biliyoruz PYD'nin."

Ulusalcı Kemalistlerin dine olan bakışlarından haberdarız, o yüzden meselenin “radikal İslamcı örgütler” olmadığını gayet iyi biliyoruz. Laik yapıda olduklarına dair vurgunun da göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Ama ortada şöyle bir çelişki var.

Kürtleri laikleştirme projelerinden biri olan Pkk için Suriye’de “federatif bir yapıyı” uygun görüyorsun da neden Türkiye’deki Pkk için bunu uygun görmüyorsun?

BAAS da PYD de laik doğru; ama sen de laiksin ve Pkk de laik!

Sen de BAAS da Pkk de PYD de “ulusal sol” düşünceye sahipken neden kendi aranızda federatif bir yapı önermiyorsun?