Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığına seçilir seçilmez ilk işi Ulus’taki heykeli parlatmak olan Mansur Yavaş, ardından yine bir heykel açılışıyla isminden söz ettirmişti.

Mansur Yavaş heykel dikmekten yorulmayacak gibi.

Rusya ziyaretinden dönen Mansur Yavaş, Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin ile görüşme yaptığını ve bu görüşme sonucu uzaya ilk çıkan Sovyetler Birliği kozmonotu Yuri Gagarin’in heykelinin Dikmen’de bir parka yapılacağını açıkladı.

Yuri Gagarin, Komünist Sovyetler Birliği döneminde yaşadı ve soğuk savaşın en yoğun yaşandığı dönemlerde gündeme geldi. Gagarin uzaya çıktıktan sonra dönemin Sovyet lideri Nikita Kruşçev basına şu açıklamayı yapmıştı:

 “Neden bir Tanrı’ya bağlanasınız ki? İşte Gagarin! Uzaya gitti ve orada bir Tanrı görmedi!”

Mansur Yavaş’ta nasıl bir Tanrı anlayışı var, bilmiyorum; ama eski bir ülkücü olduğu herkes tarafından kabul ediliyor. Seçim döneminde bir televizyon kanalında şöyle demişti: "Geçmişte de ülkücüydüm, şimdi de ülkücüyüm.”

Mansur Yavaş, 1955 doğumlu olduğuna göre gençliğinde sağ-sol kavgalarına şahit olmuştur. Yine o dönemde ülkücülerin meşhur “Komünistler Moskova’ya” sloganını da hatırlayacaktır.

“Köprünün altından çok sular aktı” diyeceksiniz. Haklısınız, çok sular aktı, çok fikirler ve sloganlar değişti. Dönemin devrim, özgürlük, mücadele sloganları atanları şimdilerde sapkın eğilimlerin peşinde bir mücadele veriyorlar.

Herhalde komünist Gagarin’in heykelini görenler de bundan sonra “Komünistler Ankara’ya” sloganını atacaklardır.

***

EN İYİ SAVUNMA

“En iyi savunma saldırıdır” diye meşhur bir söz vardır.

İyi Parti genel başkanı Meral Akşener de bu sözü siyasetinde esas almış olmalı.

Biliyorsunuz HDP’li Fatma Kurtulan birkaç gün önce mecliste bir konuşma yapmış ve şunları söylemişti: “PKK'ye gönül verenlerin oylarıyla o koltuklardasınız! Şu an koltuklarınızda HDP'nin oylarıyla oturuyorsunuz. Bu ittifakta, CHP'yle yaptığınız ittifakta HDP'nin oylarının etkisi vardır. Ne yapacaksınız şimdi? Ne diyeceksiniz şimdi buna?”

Tabii hemen “dişi kurt” anlamına gelen “Asena” lakaplı Akşener’in öfkelendiğini, HDP ve Fatma Kurtulan’a ağzına geleni söylediğini düşünüyorsunuz öyle değil mi?

Yanıldınız!

Akşener, HDP’ye yumuşacık dokundurduktan sonra MHP’ye yöneldi:

“MHP’li yöneticilere sesleniyorum, terörle aranıza mesafe koyun.”

İyi taktik, öyle değil mi?

Ne gerek var savunma yapmaya, dil dökmeye…

***

MALUMUN İLAMI

Son birkaç gündür “ULUSLARARASI MEDYA KURULUŞLARININ TÜRKİYE UZANTILARI” isimli SETA raporu tartışılıyor.

Raporun özellikle medya ile alakalı olması medyanın daha yoğun ilgisine neden oldu.

Muhalefet partilerinin ise medyadan daha fazla seslerini yükseltmesi dikkat çekiciydi. Hatta bazı siyasi partiler SETA’nın mali durumunu araştırmaya başladı ve rapor ile ilgili suç duyurusunda bulundu.

En büyük eleştiri raporun bir tür “fişleme” görüntüsü verdiğiyle ilgiliydi. Bununla birlikte bağımsız yayın yapamadıkları da belirtiliyordu.

Biz burada sadece BBC üzerinden bir şeyler söylemek istiyoruz.

Rapora göre BBC’nin tutumu Gezi ve 15 Temmuz gibi kritik olaylarda özellikle kendini göstermiş ve toplum yanlış bir şekilde bilgilendirilmiş, hükümet karşıtı bir tavır ortaya konmuştur.

BBC Türkçe Editörü Murat Nişancıoğlu buna itiraz etti tabii: “BBC ilkelerine göre, hiçbir siyasi baskıya maruz kalmadan gazetecilik yapıyoruz.”

Doğrusu Gezi olaylarındaki taraflı habercilikleri herkesin dikkatini çekti; ama biz BBC’ye özellikle Siyonist terör çetesinin katliamlarıyla ilgili nasıl bir tutum takındıklarını sormak istiyoruz.

Mesela katliam görüntülerini hiç vermemek, arada yanlışlıkla sızan haberler için defalarca özür dilemek gibi…

BBC ilkelerinden biri yardım çağrılarını vermektir; ama yayın kuruluşu birkaç sene önce israil’i üzmemek için kendi ilkelerini çiğneyerek Gazze’ye yardım haberini vermeyeceğini duyurdu.

O yüzden…

SETA raporu bir fişleme özelliği taşıyabilir; ama tespitleri sadece malumu ilam kabilindendir.