Sosyal hayat içinde insanı etkileyen birçok faktör vardır. Psikologlar ve sosyologlar bu faktörleri hep maddi yaklaşımlar üzerinden değerlendirip bir hiyerarşi oluşturmaya çalışmışlardır. Teolojik yaklaşıma baktığımızda bu ihtiyaçlar sınıflamasının eksik kaldığını söyleyebilirim.

Sadece su, ekmek, havayla tanımlamalar dünyevi bir bakışın neticesidir. Oysaki belli bir evreden sonra bu hiyerarşinin değişmesi gerekir. “Ben cinleri ve insanları bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat-56) Hedef ve gaye kulluk olmalıdır. Hedef ve gaye kula kul olmaktan kurtulup yalnız her şeyin ilki olan ve her şeyi kontrol eden bir olana yaklaşmaktır. Yaklaşım biçimimiz böyle olmadıktan sonra istediğimiz kadar psikolojik izahlar yapılsın eksik kalacaktır.

Biz neden çoğu yırtıcı hayvandan daha tehlikeli, zalim ve cahil olan insanoğluna bile bile yaklaşıyoruz. Öz bilimcilerin yaklaşımını örnekleyerek belki de mayasındaki şerefi yakalayıp oradan bir muhabbet geliştirmeye niyetleniyoruz. Aslında bütün iyi özlere ulaşmak zahmet isteyen bir iştir. Çekirdeğin özü, fındığın özü, cevizin özü, insanın özü…

İnsanın frekansını bulup insan olmasını hatırlatmak onunla ilgilenip iyiye everilmesine vesile olmak güneşin doğuşunun ve batışının habercisidir. Aslında bu öyle bir özdür ki güneş teşbihlenmiştir. "Bir kişinin hidayetine vesile olmak, güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır." (Hadis-i Şerif)

Neden insanlar bu kadar size zulüm ediyor siz niçin yine bu tür insanlarla oturuyorsunuzun kısaca bir cevabıdır. Bu izah Hz. Ali’nin bizi öldürmeye gelen bizde hayat bulsunun bir yansımasıdır. Bir insanın imanla hayat bulması, rabbine yönelmesi ne kadar güzeldir. Ya da bir insanın insanı rabbine yönlendirmesi ne kadar muazzam bir şeydir. Kurtlara yem olmaya giden bir sürünün çehresini doğru istikamete çevirmek ne kadar anlamlı ve manalıdır.

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki ya kurtlar tarafından pusuya düşürülmek isteniyoruz ya da farkında olmadan kurtlar sofrasında oturuyoruz. Bütün bu tehlikelerden kurtulup yanımızdakilerini kurtarmanın tek yolu Allah’a iman ve kulluk etmeden geçer. Belki de aslen kuzu olan bu kurtları özüne dönüştürerek iyilik yapabiliriz.

Eskiden kurtlar sadece dağlarda gezerdi. Şimdi ise kentlere, metropollere ülkelere indi. Eskiden kurtlar karnını doyurduktan sonra çeker giderdi; şimdi ki kurtlar öyle değil. Bu kurtlar yaşlı, çocuk, kadın demeden her tarafa saldırıyor. Evin içine kadar girip her şeyi talan ediyor. Rabbim gözü dönmüş bu kurtları kuzulaştırsın. Bizim kurtlara da ahiret sevgisini vererek kimsesiz dağda bayırda kalmış kuzulara çoban etsin.

Rabbim; Bu tarzdaki çobanlarımızı artırarak bağımızın, dağımızın, bahçemizin güzelleşmesine vesile kılsın. Başımızdan geçen bütün olaylardan ders çıkarıp birliğimizi daim kılsın. Kendisine yaklaşan ve kendisine insanları yakınlaştırmaya çalışıp gerçek kurtuluşa neden olanlardan eylesin. Bizleri etrafa güzel koku saçan çiçek gibi etsin.