Son zamanlara yaşanan olaylara baktığımızda insanların aldıkları eğitimin yetersiz kaldığını söyleyebilirim. Eğitimin hedeflerinden biri insanlığın mutluluğu için insan yetiştirmek değil mi? Tam tersine insanlar vicdansız, adaletsiz çok affedersiniz ahlaksız yetişiyorsa verilen eğitimde bir sıkıntı yok mudur? Dünya tarihinde bu kadar vicdansızlık ve ahlaksızlık görülmemiştir.

Bir asra yakın insanlar hep mağdur ediliyorsa farklı şekilde zulüm hakaret her türlü fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyorsa nerde eğitim nerde ahlak nerde vicdan nerde paylaşım… Her konuda kendi mutluluğunu düşünen birey ve toplumlar öne çıkıp yaptıklarıyla haz alıyorsa vay bizim halimize.

Farklıklara tahammül edemeyen bir anlayış, Avrupa’nın en iyi okullarında okusa ne olur dünyanın en iyi ekonomisine, teknolojisine sahip olsa ne olur. Sadece kendisine benzeyene merhamet edip sınıfsal, dinsel, kültürel ırksal ayrım yapan bir kültürden bir anlayıştan ne çıkar ki? İnsanlar ölüyorsa her gün cenazeler, her taraf ateş altında ise savaş gözyaşı varsa kuş tüyüyle uyumanın ne anlamı olabilir ki?

Yaratan, her insanı farklı yaratıp parmak izini farklı yaratmış ise bizlerin benzerlikler peşinde koşması ne kadar doğru? İki günümüzün farklı olmasını isteyen bir Peygamber ne kadar haklı değil mi? Yaşlıyı, kadını, çocuğu bir görüp her türlü zulmü reva gören bir anlayıştan nasıl bir medeniyet çıkar ki?

Elde edilen gücü vicdan merhamet adalet için kullanmayan hep orantısız güç kullanıp mavi emzikli bebekler, nur yüzlü çocuklar, yürümeyen yaşlılar ve bunların görüntüleri bu insanları mutlu mu ediyor? Başkasına hayat hakkı tanımayanlar nasıl hakkın karşısına çıkacak? Bu anlayış mı yoksa Fırat kenarında bir kurt ile bir kuzunun bir arada yaşayabilme anlayışı mı? Mesele kazanmak mı evrensel değerleri kazandırtmak mı?

Mesele şeref, izzet, namus, ahlak melesi olmalıdır. En zor şartlarda bile bu kavramların ruhu ön plana çıkartılmalıdır. Hz. Peygamber(SAV) esirlere karşı tutum ve davranışı muazzam bir örneklik değil mi? Efendimiz (SAV) En zor şartlarda bile eğitime, ahlaka insanın şerefine izzetine değer vermiştir. Kendisini örnek alanlar da bu yönde davranış geliştirip bir farkındalık örneği göstermiştir.

Hazreti Ali, Allah yolunda bir gazâ esnasında karşısına çıkan amansız, güçlü bir düşmanı alt ederek yere düşürmüştü. Tam son darbeyi indirecekken, ölümle burun buruna kalmış olan rakibi, o an can havliyle Hazret-i Ali’nin yüzüne tükürdü.

Bu iğrenç davranış karşısında Hazreti Ali o düşmanını bıraktı.(İslam ve ihsan)Bu kötü davranış karşısında bile nefsine uymayan bir anlayış muazzam bir anlayış değil mi? Bugün aynı davranışı sergileyen bir anlayışı görmemek çeşitli iftiralar atarak algı yapan bir anlayışa inanmak eğitimsizlikten başka bir şey değildir. Hele ki her şeyi araştırıp işine gelmeyeni araştırmamak iftiralarda bulunmak eğitimin ruhuna yakışmayan bir tutum ve davranıştan başka bir şey değildir.

Selam ve dua ile…